| Ve bir Kral zor olsa bile ne yapacağını bilir ve de yapar. | Open Subtitles | والملك يعرف دائماً ما عليه القيام به ويفعله حتى عندما يكون الأمر صعباً |
| Kral, İngiltere Kilisesi'nin başı olarak boşanmış bir kadınla evlenemez. | Open Subtitles | والملك بصفته رئيس الكنيسة الإنكليزية لا يستطيع الزواج بامرأة مطلّقة. |
| Bir altın. Ön yüzünde Kral'ın sureti olan bir som altın. | Open Subtitles | إنه سفرن، عملة من الذهب الصلب والملك بنفسه مصوّر من الأمام |
| Peki büyük Kral, güçlü Kral, dünyanın dört çeyreğinin kralı şimdi ne yapacaktı? | TED | وما الذي سيقوم الملك العظيم والملك القوي وملك البقاع الأربع للعالم به؟ |
| İngiltere bir gemidir, ve Kral da geminin kaptanıdır. | Open Subtitles | إن إنجلترا كالسفينة، والملك هو قبطان السفينة |
| Nan, bana bak. Benim Kilisenin Başı olmam uygun mu, Papa ve Kral aynı anda. | Open Subtitles | هل من المعقول بان أكون زعيم الكنيسة والبابا والملك فى نفس الوقت |
| Ve merhametli Kral, yaşlı George anneme takdirname göndermiş duyunca babamın öldüğünü. | Open Subtitles | والملك الكبير الرحيم جورج . .. أرسل لأمي رسالة |
| Şimdi, her yıl olduğu gibi, Kral ve kraliçe ilk danslarını edecekler. | Open Subtitles | وعلى حسب العادة, الملك والملك سوف يحظون برقصتهم الأولى |
| Ve Kral, bizzat söylemek için görmeyi kabul etti. | Open Subtitles | إنه ليس من شأن السيدة والملك يقابلكِ الآن |
| Doğru zaman geldiğinde ve Kral'ın etkisi kalmadığı zaman. Onu almana izin vereceğim. | Open Subtitles | عندما يأتى الوقت المناسب والملك لا يصيبة أذى أنا ساتركك لة |
| Demek ki ne olacakmış? Yulaf çorbası, cüzam, kıçımın kenarı Kral mı? | Open Subtitles | اذا ماذا تختارين الامراض والبيئة القذرة والملك المتخلف |
| Onları ancak Kraliçe Brunhild ve Kral Gunther daha iyi yapabilir. | Open Subtitles | لا يمكن أن يتفوق عليهم أحد إلا الملكة برونهيلد العظيمة والملك غانثير الاستثنائي |
| Ama Selahaddin ve Kral aralarında anlaşabilselerdi dünya daha iyi olurdu. | Open Subtitles | ولكن ما بين صلاح الدين والملك سيجعل العالم أفضل |
| Elli tur geçildi ve Kral az bir farkla liderliği elinde tutuyor. | Open Subtitles | بقى 50 دورة والملك ما زال يحتل المقدمه بتقدم بسيط |
| O bir Kral ve kralların vicdanı pek çok şeyle doludur. | Open Subtitles | هو الملك، والملك لديه كثير من تأنيب الضمير |
| Kral Francis ve Kral Henry arasında Calais'te bir zirve yapılacak. | Open Subtitles | هناك اجتماع قمه بين الملك فرانسيس والملك هنري قرب كاليه |
| Dediklerine göre Anne hamileymiş ve Kral, onun çocuğunu tahtın varisi yapacakmış. | Open Subtitles | يقولون أن آن حامل بالفعل والملك يرغب بشدة في تعيين طفلها على العرش |
| Bekçi başı ve Kral arasında geçen konuşmayı büyük bir dikkatle dinledi. | Open Subtitles | انه يستمع الى المحادثة بإنتباه بين رئيس الحرس والملك |
| Herşeyi satın alan , çoban ile kralı, aptal ile zekiyi eşitleyen ortak para birimini. | Open Subtitles | الصياغة المعتادة التى ترفع بها قدر الأمور التوازن الذى يساوى بين الراعى والملك الرجل الأحمق والرجل الحكيم |
| Şunu kafana sok artık, King Westley ve ben evlendik! | Open Subtitles | ضع كلامى فى اعتبارك أنا والملك ويستلى متزوجين بالفعل - |
| kralla barışık olmamın, hesap hanene kar olarak yazılacağına seni ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتك أنني إذا تصالحت أنا والملك فسيوضع بموضع المدين لك بالعرفان |
| Yarı gece oturup senin Babil, Kral, kralın asaletini dinledim. | Open Subtitles | -ومن تخون؟ -عند منتصف الليل جلست واستمعت الى كلامك عن بابل والملك ونبلاؤه |