| Senin düşündüğünün ve hararetle savunduğunun aksine Annenle ben, senin mutluluğunu istiyoruz. | Open Subtitles | على النقيض مما تفكرين وتعتقدين بقوة انا وامك نريدك ان تكوني سعيدة |
| Evlat Annenle ben seni, | Open Subtitles | يا وليدي انا وامك نبيك تبشك مع ولد الفينكليستيني |
| Tanrının krallığına inanıyorum ve sen ve Annenle yine bir araya geleceğiz, ama başka bir hayatta. | Open Subtitles | انا ساقول لك، انا اؤمن بالله وانا اؤمن انني ساكون معك مجددا، انت وامك ولكن ليس في هذه الحياه |
| - Hayatım, annen ve babanız. - Bunu söylemeyin. Onlar olamazsınız. | Open Subtitles | حبيبتى أننا اباك وامك توقف عن قول ذلك , لا يمكن |
| Ama annen ve ben haklıysak, bu hislerin zamanla sönecektir. | Open Subtitles | واذا كنا انا وامك على حق هذه المشاعر سوف تبرد |
| Anneniz sinirli çünkü kartta çıplak bir şekilde gösteriş yapmasına izin vermedim. | Open Subtitles | وامك غاضبة لاني لم أتركه تعرض نفسها عارية في الصور |
| O zaman dürüst olup babanın kuru temizlemeci annenin ise hamam işlettiğini mi söylemeliydik? | Open Subtitles | عندها، هل يجب ان نخبرها ان اباك مالك مغسله ملابسو وامك عامله في حمام ساونا؟ |
| Annenle birbirimizi sevdiğimiz günler oldu. | Open Subtitles | آن الوقت لتنضج توم فى بعض الايام انا وامك احببنا بعضنا البعض وايام اخرى كنا نعمل على هذا |
| Annenle ben 15 yaşımızdayken elele yürüyebiliyorduk... | Open Subtitles | عندما كنا انا وامك بعمر 15 عام كنا نسير سويا ونحن نمسك ايدينا |
| Çünkü bunlar, Annenle birlikte, seni bebekken götürdüğümüz kulübeden geldiler. | Open Subtitles | فقد أتينا بها أنا وامك من الريف حيث كنا نصتحبك عندما كنت صغيراً |
| Annenle ben sürekli olarak senin borçlarını ödemeyi... | Open Subtitles | انا وامك لا يمكننا مواصلة انقاذك من كل شئ |
| Annenle benim hakkımda endişelerinin olmasını anlıyorum. | Open Subtitles | انا اتفهم ان لديك بعض القلق بخصوصي انا وامك |
| Aslında, Annenle ben de zorlu bir provanın ardından azıcık dumanlardık kafamızı. | Open Subtitles | - قلت انتهينا اتعلم اني وامك اعتدنا ان ندخن القليل من الحشيش |
| Annenle arasında olanlar cidden çok üzücü. | Open Subtitles | من المؤسف انه وامك لم يحلا الامر التواصل هو المفتاح |
| Ve annen, ki kendisi tekerlekli sandalyede biliyoruz ki o merdivenleri çıkmadı. | Open Subtitles | وامك, التي كانت على كرسي متحرك من الواضح انها لم تتسلق السلالم |
| Eğer teklif ederse, ve annen bunu hiç bilmezse? | Open Subtitles | لو هو عرض عليك ان يعاشرك وامك لن تكتشف هذا ابدا |
| Sen ve annen, tüm sahip oldukların bunlar. Şimdi geliyor, benim de sahip olduklarım bunlardı. | Open Subtitles | انت وامك ، هذا كل ما لديك هيا ، هذا كل ما لدي |
| Her gün, minnet duyduğum şeyleri yazarım... annen ve sen gibi şeyleri. | Open Subtitles | وفي كل يوم اكتب عن الأشياء التي انا شاكراً لها مثلكِ انتِ وامك |
| Lucas ve Haley'i, annen ve Ellie gibi kaybetmeyeceksin. | Open Subtitles | انتي لن تخسري لوكاس و هايلي مثل تلك الطريقة التي خسرتي بها ايلي وامك |
| annen ve ben başta gerçekten çok zorlanmıştık. - Düzlüğe zor çıktık. | Open Subtitles | اننا انا وامك بالكاد تمكنا من العيش في البداية |
| Anneniz geri zekâlı ve kabul edilmedi. | Open Subtitles | وامك ضعيفة العقل ولانستطيع ادخالها |
| Bu resimleri annene gösterirsek koç sonsuza kadar evinin ve annenin dışında kalır. | Open Subtitles | إذا ارينا امك هذه الصور فسيخرج المدرب من منزلك وامك إلى الأبد |
| Yeri gelmişken, tavırların anneni de beni de deli ediyor.Bundan sonra, bir şey yapacağında annene soracaksın. | Open Subtitles | ويندرج تحت هذا الامر انا وامك مللنا من سلوكك المشين لذا من الان وصاعدا عندما تؤمرك امك بشيء تفعله |