| Zaten iki defa öldürdüğünü ve bir daha öldürmeye tereddüt etmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال انه قتل مرتين من قبل, وانه لن يتردد فى القتل ثانية |
| Gururu yüzünden dünyanın en kötü mağlubiyetlerinden birini alacağını düşündüler o hiç vazgeçmeyecek ve o ringde yok edilecekti. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنه مع اعتزازه سيعتبر واحدا من الضرب أسوأ من أي وقت مضى في العالم وانه لن يستسلم. |
| Başkanın bugünkü olaylar hakkında birkaç yorum yapacağı ve basının sorularını kabul etmeyeceği bildirildi. | Open Subtitles | لقد علمنا ان الرئيس سيمنحنا ملاحظات بسيطة عن أحداث اليوم الأستثنائية وانه لن يأخذ اسئله من الصحافة |
| Bunu yapacak Mac, ve intikam için mahkeme gününü de beklemeyecek. | Open Subtitles | وسوف نفعل ذلك، ماك، وانه لن ينتظر لتاريخ المحكمة لالاسترداد. |
| Başımızı sokacak bir evimizin olmadığı bir tek gün bile yok ve olmayacakta. | Open Subtitles | وانه لن يكون هنا يوم واحد لا يكون لديه سقف فوق رأسه ولن ياتي هذا اليوم |
| Hitler Avusturya'ya yürüyecek. ve orada durmayacak. | Open Subtitles | سوف هتلر مسيرة إلى النمسا في أي لحظة . وانه لن يتوقف عند هذا الحد. |
| Tam bir pislik ve seni dansa götürmeyecek. | Open Subtitles | وهو رعشة الكبرى، وانه لن يأتي لأورسون ليأخذك إلى الرقص. |
| Senin elini sımsıkı tutacak ve bırakmayacak. | Open Subtitles | قال انه ذاهب إلى عقد يدك ضيق وانه لن ندعها تفلت من أيدينا. |
| Edo kalesinin iki tarafınında teslim olduğunu hatırlarsın ve bir damla kan akmamıştı. | Open Subtitles | تذكرون اتفق الجانبان أن قلعة ايدو أن استسلم وانه لن يكون هناك سفك الدماء ايدو في حد ذاته. |
| Ama önemli de değil çünkü bu kanıt sayılmaz ve asla mahkemeye gidemeyecek. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يهم,لان هذا ليس بدليل,وانه لن يذهب للمحاكمة |
| Ferrari bu sayede hız farkını virajlarda telafi edeceğini ve yakıt için daha az duracağını hesaplamıştı. | Open Subtitles | يستهان فيراري انه يمكن أن تشكل الفرق في المنعطفات، وانه لن يكون لوقف في كثير من الأحيان للحصول على الوقود. |
| Güvenilmez ve ona gerçekten ihtiyacın olduğunda yanında olmayacak. | Open Subtitles | انه غير مستقر. وانه لن يكون هناك عندما كنت حقا بحاجة اليه. |
| Babası işte, ve o ıspanağı yemezdi. | Open Subtitles | تموت أمه، وانه لن يأكل السبانخ له! صاحب بوبا وتا woik، |
| Birileri bunları toplayacak. ve o ben olmayacağım! | Open Subtitles | أحدكم سينظف هذا وانه لن أكون أنا |
| ve senin bu... | Open Subtitles | وانه لن يكون قادرا على رؤيتك تلعب |
| ve benim bu olaya dahil olduğumu bilmez. | Open Subtitles | وانه لن تعرف من مشاركتي في هذا المجال. |
| Ayrıca beni ve Lucius'ı tehdit olarak görmez. | Open Subtitles | وانه لن تراني و لوسيوس كتهديد. |
| ve akşama kadar da gelmeyecek. | Open Subtitles | وانه لن يعود حتى هذا المساء. |
| ve bağırmayı kesmedi. | Open Subtitles | وانه لن يتوقف الصراخ، انه فقط... |
| ve o unutmayacağım. | Open Subtitles | وانه لن ينسى ذلك |