| - ve sen de, satranç ustasısın. - Ona, yalnız gitmesini söylemiştim. | Open Subtitles | وبأنكِ سيدة الشطرنج أنا قلت له بأن يذهب وحده |
| Yeteneğini, bahane olarak kullandığını ve ölülere daha çok önem verdiğini hissediyorum-- | Open Subtitles | ميليندا ، علي أن أقول شيئاً أشعر وكأنكِ تستخدمين هبتكِ كعذر وبأنكِ تهتمين بالأموات أكثر |
| Dylan'ı arayıp ona yalan söylediğini... ve benimle birlikte avlandığını söylemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أنا لا أملك خيار سوى الاتصال ب، ديلان. وأعلمه بإنك كنتي تصطادي معي. وبأنكِ كنتي تكذبين عليه كل هذا الوقت. |
| Geçen bunca zaman boyunca seni kimsenin istemediğini ve yalnız olduğunu söyledin. | Open Subtitles | وبأنكِ كنتي تكذبين بإستمرار طوال هذا الوقت.. قلتي بأن أحداً لم يرغب بكِ |
| - Arkadaş edinemediğini ve okul aktivitelerine katılmadığını. | Open Subtitles | بأنكِ لا تصنعين صداقات وبأنكِ لا تشاركين في الانشطة |
| "Umarız ki bağışlarımız sana ulaşıyordur ve sağ salim çıkarsın." | Open Subtitles | نأمل بأنكِ حصلت على تبرعاتنا وبأنكِ.. انتظري |
| Cassandra, hayatının bu kadar harap olmasına ve bir köpek ve bebekle üçlü yapmayı kıl payı kaçırdığına üzüldüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأن حياتكِ تدمرت وبأنكِ كدتِ أن تمارسينَ علاقةٍ ثلاثيةٍ مع كلبٍ وطفل لكن حياتكِ لم تكن بلا معنى |
| Bunu bildirmek ve sözünüzün eri olduğunuzu söylemek isterim Majesteleri. | Open Subtitles | سأود بأن اكتب لها ذلك , سموك وبأنكِ امرأه عند وعدك |
| Senin zeki ve güzel ve zengin olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ... أنا أصدق بأنك ذكية وبأنكِ جميلة وثرية |
| Perdeleri kapadığını ve onu öldürdüğünü. | Open Subtitles | وبأنكِ أغلقت الستائر وأنكِ قتلتِه |
| Geçmişe bakıyorum, ne olduğunu görüyorum, ve üzgün olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بما حدث وبأنكِ حزينة |
| Ben oraya gittim ve kartları, resimleri ve mektupları gördüm. | Open Subtitles | وبأنكِ كنتي وحيده |