| Buradaki ve dışardaki her türlü kumaştan, topraktan ve çamurdan örnek istiyorum. | Open Subtitles | - جيد،سجّل ذلك أريد عينات من الألياف والتربة أيّة قوالب،النباتات هنا وبالخارج |
| Sağ kolu çenesinde uyuyor... ve işte kurabiye kavanozu açılıyor. Her şey tamam. | Open Subtitles | إنه يضع ذراعه على الدرج وبالخارج يوجد علبة الحلويات |
| Ayrıca üst katlara çıkabilir ve klübün dışında dolaşabilirsiniz | Open Subtitles | كما أنكم لديكم مراقبة كاملة بالأعلى وفى الممرات وبالخارج |
| Bir şekilde dışarı çıkmayı başardım ve dışarıda koştum, koştum, koştum. | Open Subtitles | وبطريقة ما إستطعت الخروج وبالخارج, ركضت, ركضت, ركضت |
| 'dışarıda tuhaf bir zırhın içindeki kadın, Britanya bayrağını yırtıyor, belkide İmparatorluğun gelecekteki kadın kahramanı.' | Open Subtitles | وبالخارج رأينا امرأة تلبس درعاً غريباً ، وتمزق علم المملكة قد تكون بطلة مستقبلية للإمبراطورية |
| ve dışarıda da taksi dedikleri sarı şeyler var. | Open Subtitles | وبالخارج لديهم الاشياء الصفراء التي تدعى التاكسي |
| Korelilerin buradaki ve yurtdışındaki bilinen ortaklıklarına bakıyorum. | Open Subtitles | أبحث بشأن مُساعدين معروفين للكوريين هُنا وبالخارج |
| Bütün bildiğim konunun önemi ve uzakta olmasıydı. | Open Subtitles | كل ما اعرفه ان الامر هام وبالخارج |
| Burada ve yurt dışındaki petrollerle ilgileniyor. | Open Subtitles | لديه علاقات بمجال البترول هنا وبالخارج |
| Bunlar sona erdiğinde, buradaki ve yurt dışındaki nüfuzumuzu kullanacağız, ve pozitiflere karşı top yekün savaşa gireceğiz. | Open Subtitles | إنها فرصة... عندما ينتهى كل هذا، نستعمل كل نفوذنا، هنا وبالخارج |
| Turuncumsu bir ışıkla, dışarıda sandalyeler ve masalar olmalı. | Open Subtitles | ستكون... إضاءته برتقالية، وبالخارج توجد المقاعد والمناضد |
| Ayaklarımızın altındaki toprakta ve uzayda. | Open Subtitles | في الأرض تحت أقدامنا وبالخارج في الفضاء |
| İçeride ve dışarıda, sağlıklı düşünmek ve iyileşmek için. | Open Subtitles | بالداخل، وبالخارج لنفكّر بوضوح، لنستشفى |
| Çok büyük ve tam orada, dışarıda duruyor." | Open Subtitles | " إنهُ ضخم للغاية وبالخارج هناك " |
| Stewart'ın bilgisayarı hem içeride hem dışarıda karaborsa alıcı ve satıcıları için hazine gibiydi. | Open Subtitles | حسناً, إنَّ الجهازُ الشخصي لـ # ستيورات # كان بمثابةِ سوقٍ كبيرٍ أسوداً ويحتوي على معلوماتٍ عن الباعةِ والمشترون, هنا وبالخارج |
| Bu odada ve dışarıda. | Open Subtitles | في هذه الغرفة وبالخارج |
| İçeride ve dışarıda. | Open Subtitles | بالداخل وبالخارج ، كما تعلم |