| Cevap ne olursa olsun, gençler ebeveynlerine yiyecek sağlıyor Ve karşılığında başlarını sokabilecekleri bir evleri oluyor. | Open Subtitles | مهما كان الجواب، يزوّد الصغار آباءهم بوجبة، وبالمقابل يحصلون على مأوى. |
| Oraya vardıklarında, hazineyi sakladılar Ve karşılığında Tabiat Ana onlara sihirli bir altın heykel verdi. | Open Subtitles | وعندما وصلوا خبأوا الكنز وبالمقابل الطبيعة الأم منحتهم تمثال سحري ذهبي |
| Limbani meselesinin gizli tutulmasına karşılık bize bakır madenlerini işletme hakkını teklif ettiler. | Open Subtitles | لذا فقد عرض علينا بعض التنازلات فيما يخص النحاس وبالمقابل سنسلَم له ليمباني سرَاً |
| Hayatımı kurtardın... ve buna karşılık, seninkini bağışlıyorum... şimdilik. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتي وبالمقابل أنا سأنقذها لك الآن |
| Buraya servetin ve gücün için geldim Karşılığında da sana arkadaşlık ettim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا بسبب قوتك وثرائك وبالمقابل أعطيتك صحبتي |
| Karşılığında, beni görmeye gelmeyeceksin, beni aramayacaksın, hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | وبالمقابل لا تراني، ولا تتصلّ بي، ولا تفعل شيئاً. |
| Yani sen ona bubi tuzağı nasıl yapılır öğrettin Ve karşılığında o da sana hayvanlara nasıl ilaç verilir onu öğretti. | Open Subtitles | إذا فقد علمتها كيفية صنع فخ متفجر، وبالمقابل علمتك كيف تحقن الحيوانات بالأدوية |
| Benim istek üzerine, onlar naip bana erişim izni olur, Ve karşılığında, onlara sağlamak ıt. Orijinal olmadığı bir dünya. | Open Subtitles | يلبّون طلبي ويهبونني مساعدة الوصيّ، وبالمقابل أهبهم عالمًا خاليًا من الأصليين. |
| Ve karşılığında çok istediğin bir bilgiyi sağlayabilir. | Open Subtitles | وبالمقابل يمكننا إعطاؤك المعلومة التي تتوق لمعرفتها. |
| Hayatımızın geri kalanı boyunca kardeşim ve ben kötü adamları yakalayacağız, Ve karşılığında siz de bizi cehennemden uzak tutacaksınız. | Open Subtitles | أخي وأنا سنسلّمك الطالحين لبقية عمرنا، وبالمقابل تجيرنا من الجحيم. |
| Ve karşılığında ben de seni cezaya bırakayım. | Open Subtitles | وبالمقابل سوف اعطيك عقوبة الحجز |
| Evet, Ve karşılığında ben de şu anahtarlarla sizi özgür bırakacağım. | Open Subtitles | نعم وبالمقابل سأخرجك بتلك المفاتيح |
| Hayatımı kurtardın... ve buna karşılık, seninkini bağışlıyorum... şimdilik. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتي وبالمقابل أنا سأنقذها لك الآن |
| Toprağın bize verdiği meyveyi yeriz ve buna karşılık, yemediğimiz şeyleri ekinlere gübre olsun diye geri veririz. | Open Subtitles | هل ترى , نحن نستهلك الفواكه اللتي تعطينا الأرض وبالمقابل , نرد لها الأشياء اللتي لا نأكلها لتخصيب محاصيلنا |
| Ayrıca karşılık olarak sana moda tavsiyeleri verebilirim. | Open Subtitles | وبالمقابل, سأعطيكي بعض النصائح القيمه في الموضه |
| Karşılığında da size kızınız üzerine tam gözetim hakkı veriyor. | Open Subtitles | وبالمقابل هى تسمح لك بحضانة كاملة لإبنتك |
| Karşılığında da sana ayrıcalıklı haklar veririm. | Open Subtitles | وبالمقابل سأعطيك حقوق حصرية. لماذا؟ |
| Karşılığında beni arayan adamı bulmana yardım edeyim. | Open Subtitles | وبالمقابل سأساعدك لتجد مصدرى |
| Biz çocuklarımıza yiyecek, giyecek, barınma imkânı ve ahlaki bir temel sağlarken onlar da karşılığında gelir getiriyorlardı. | TED | كنا نؤمن الغذاء واللباس والمأوى، والقواعد الأخلاقية للأطفال، وبالمقابل كان الأطفال يؤمنون الدخل للأسرة. |
| Bunun karşılığında o da beni diğer delikanlılardan farklı gözlemledi. | Open Subtitles | وبالمقابل ، فقد راقبني على عكس الرجال الآخرين |