| Sadece birazcık sıcak su ve buhar! Ne kadar kötü olabilir ki? | Open Subtitles | إنها مجرد مياة ساخنة وبخار ما السيئ الذى فى هذه؟ |
| Sadece birazcık sıcak su ve buhar! Ne kadar kötü olabilir ki? | Open Subtitles | إنها مجرد مياه ساخنه وبخار ما السيئ الذي في هذه ؟ |
| Aynı zamanda alanlarında en iyi olan sinir uzmanımız, psikiyatristim spor sağlığı uzmanımız, sauna ve buhar masajımız 7/24 hazırlar. | Open Subtitles | كما لدينا أيضاً متخصصون ذات مستوى عال من أطباء الأعصاب والنفسيين ومتخصصين في الطب الرياضي وغلافة ساونا وبخار ورعاية أمنية لمدة 24 ساعة طوال أيام الأسبوع |
| Volkanik gazlar ve su buharı okyanusları ve atmosferi şekillendirdi. | Open Subtitles | وأن الغازات البركانية وبخار الماء قاما بتكوين المحيطات والغلاف الجوي |
| Ateşin ısısı arttıkça yanmanın oluşturduğu karbondioksit ve su buharı genişliyor. | TED | أثناء ازدياد درجة حرارة النار، فإن ثاني أكسيد الكربون وبخار الماء المتولد من الاحتراق يتوسع. |
| Şelaleler, su buharı bulutlar, yağmur su kaynakları, ırmaklar denizler, okyanuslar ve buzullar... | Open Subtitles | الشلالات ، وبخار الماء الغيوم ، والأمطار الينابيع والأنهار |
| Havuzu, saunası ve buhar banyosu da var. | Open Subtitles | به حمام سباحة، وبخار |
| buhar makineleri ve türbinlerden ibaretiz. | Open Subtitles | ! إنما نحن محرّكات من ماء وبخار |
| buhar makineleri ve türbinlerden ibaretiz. | Open Subtitles | ! إنما نحن محرّكات من ماء وبخار |
| Ve muhtemelen buzlu kuyruklu yıldızlarla ulaşan su buharı. | Open Subtitles | الذي كان عاصفا أحمرا من النيتروجين، الكربون والهيدروجين وبخار الماء، والذي ربما جاء من مذنبات المجرة الجليدية |
| Güneşle beslenirken, havaya oksijen... ve su buharı salıyorlar. | Open Subtitles | بينما تنتفع أشجارها بضوء الشمس لبناء أنسجتها فإنهم بالمقابل يُطلقون الأكسجين وبخار الماء إلى الهواء |
| Uzaya buz parçacıkları ve su buharı püskürtüyor olacaklardı. | Open Subtitles | وتقذف ذرّات الجليد وبخار المار للفضاء |