Fakat milattan dört yüzyıl kadar önce, çok hızlı bir şekilde artarak, kitapların neredeyse beş katı iç gözlem kavramına gittikçe daha fazla yakınlaşmaya başlıyor. | TED | ولكن قبل حوالي أربعة قرون من ميلاد المسيح، يبدأ التزايد وبسرعة كبيرة وإلى ما يقارب الخمسة أضعاف في كون الكتب تقترب من مفهوم التأمل الذاتي. |
İki saniyelik bir zaman içinde Albert bıçağı kuyruğun kıkırdağından kuzunun kalçasının hemen yanına getiriyor, ve kuyruk çok hızlı bir şekilde çıkıp benim tuttuğum kovanın içine giriveriyor. | TED | في الفضاء في حوالي ثانيتين، كان ألبرت يمسك السكين بين غضروف الذيل، بجوار خلفية الذيل، وبسرعة كبيرة ذهب الذيل وكان في الدلو الذي أمسكه. |
- Her ne zaman Charles bir ilişkiye girdiğinde, çok hızlı ve aşırı yol alıyor ve hep kalp kırıklığıyla son buluyor. | Open Subtitles | - في أي مرة يدخل فيها تشارلز - في علاقة جديدة يدخل بقوة شديدة وبسرعة كبيرة وتنتهي العلاقة بانفطار قلبه |
Çok fazla ve çok hızlı uğraşıyor. | Open Subtitles | هي تحاولُ فِعلَ الكثير وبسرعة كبيرة. |
Çok fazla, çok hızlı hareket ediyor. | Open Subtitles | هي تحاولُ فِعلَ الكثير وبسرعة كبيرة. |
Her şey çok hızlı ilerliyor gibi görünebilir. | Open Subtitles | قد تشعرين بأن الكثير يتغير وبسرعة كبيرة |
Son zamanlarda, bu güç özgürleşip masaüstlerinden sıçrama yapıyor. Ve çok ama çok hızlı bir şekilde, çoğunluk olmasa bile kayda değer bir oranda insanı bugünkü geniş banttan çok daha hızlı şekilde nete bağlı çalışan süperbilgisayarları tutarken, taşırken veya giyerken görüyor olacağız. | TED | وفي الآونة الأخيرة، صارت تلك القوة ذاتيّة متجاوزة أجهزة الكمبيوتر. وبسرعة كبيرة جدا سنرى نسبة كبيرة، إن لم يكن الأغلبية، من الناس يتسابقون لإمتلاك، أو حمل أو ارتداء أجهزة كمبيوتر خارقة مرتبطة بسرعة أكبر مما نعتبره اليوم نطاقا واسعا. |
Birçoklarıyla. çok hızlı biliyorsun? | Open Subtitles | الكثير منهم وبسرعة كبيرة |
Birçoklarıyla. çok hızlı biliyorsun? | Open Subtitles | الكثير منهم وبسرعة كبيرة |