| Açık ve basit anlatmak gerekirse, çok takılıyor uyumuyor ve çok çalışıyor. | Open Subtitles | واضح وبسيط. انها تذهب للحفلات كثيرا لا تنام جيدا وهي تعمل بجد |
| Onları tekneye almaktan vazgeçmeliyiz, konu bu kadar açık ve basit. | Open Subtitles | علينا أن ننقذهم هذا هو المقصد واضح وبسيط |
| İnan bana, nasıl göründüğünün farkındayız ama bu sadece iş, basit ve net. | Open Subtitles | صدّقني، نعرف كيف يبدو الأمر, لكنّها مجّرد أعمال، سهل وبسيط. |
| Ama onla aramızda ki şey, basit ve temiz bir iş anlaşması. | Open Subtitles | لكن ما لدينا هو و انا انه العمل مرتب و نقي وبسيط |
| Bu cinayet şüphelisi birini yakalamakla ilgili bu kadar basit. | Open Subtitles | انظر، هذا يخصّ القبض على قاتل مشتبه واضح وبسيط. |
| Günü belirlenecek ve evlendirme dairesinde gayet sade ve şık bir tören olacağını garanti ederim ve hepiniz davetlisiniz. | Open Subtitles | سيحدد لاحقا ولكني أؤكد لكم أننا سنحظى بحفل رائع وبسيط |
| Seni pervasız ve doğal halinle sevmiştim. | Open Subtitles | ارجوك لا تفعل احببتك اكثر عندما كنت طبيعي وبسيط |
| Kolay ve basit bir kurt adam dönüşümünün kilit noktası hazırlıktır. | Open Subtitles | المفتاح لانتقال مستذئب سهل وبسيط هو الاستعداد |
| Saf ve basit gerçek şu ki; hepinizin acınacak haldesiniz. | Open Subtitles | و حقيقة واضح وبسيط هو لكم جميعا مثير للشفقة. |
| Bu, herkesin kafasında düşünceler uyandırabilecek açık ve basit bir tartışma. | Open Subtitles | هذا جدال واضح وبسيط يمكن للجميع التجادل حوله |
| İnsanlar baskıcı olanlarla konuşmak istemezler, o nedenle kısa ve basit tutarım. | Open Subtitles | لا يميل الناس للتحدث الى المتعجرفين لذا ابقي الأمر صغير وبسيط |
| Konuşmayı benim için yazmanı istiyorum, hoş ve basit bir şey olsun. | Open Subtitles | وأريدك أن تكتب عنى شيء لطيف وبسيط |
| İblis kötü kalpli, saf ve basit bir yaratıktır. | Open Subtitles | الشيطانهومخلوقمنالجحيم.. نقي وبسيط جداً |
| Buna kontrolsüz işçi gücü denir, açık ve net. | Open Subtitles | إنها عمالة غير منضبطة، الأمر واضح وبسيط. |
| Aslında, bence bu hayattaki en önemli şeydir ve bunun öyle olmadığını söyleyen insanlar pisliğin tekidir, açık ve net. | Open Subtitles | في الواقع, أظن أنه الشئ الوحيد في هذه الحياة الذي يهم على الإطلاق وهؤلاء الناس الذين يقولوا أنه غير مهم إنهم حمقى, سهل وبسيط. |
| Oyuna geldi, açık ve net. | Open Subtitles | لقد تم التلاعب به الأمر واضح وبسيط لا. |
| Akılda kalması için size basit ve direkt sorular soracağım,Mrs. Dubois. | Open Subtitles | ومع أخذ هذا في الإعتبار ، سوف أسألك سؤال مباشر وبسيط سيدة ديبوا |
| Oğullarım kirli çıkıdır, olay bu kadar basit. | Open Subtitles | بلدي الأولاد هم من الأسهم القلبية، واضح وبسيط. |
| Ve eğer kendimizi zorlarsak mutlu olabileceğimiz bir yere sahip olabiliriz -- o sevdiğimiz bilgilerle dolu, doğal hissettiren ve lambayı kapatıp açmak kadar basit. | TED | وإذا ما تحدينا أنفسنا، فيقينا أعتقد أن بإمكاننا أن نؤمن لأنفسنا مكانا سعيدا تملؤه المعلومات التي نحب ويبدو كأنه طبيعي وبسيط كبساطة تشغيل المصباح. |
| Lacivert genç işidir, sade ve basit. | Open Subtitles | البحري هو لون الفتيان واضح وبسيط |
| Seni pervasız ve doğal halinle sevmiştim. | Open Subtitles | ارجوك لا تفعل احببتك اكثر عندما كنت طبيعي وبسيط |
| Neden aşkımız kadar güzel ve sade bir şeyi karmaşıklaştıralım? | Open Subtitles | لماذا نعقد شيء جميل وبسيط مثل حبنا ؟ |