"وتبدأ في" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmaya koyulurmuş
        
    • başlıyor
        
    Her sabah Sara uyanıp... kalenin temizliği ve yemeğini yapmaya koyulurmuş. Open Subtitles كل صباح ، تستيقظ سارة الصغيرة وتبدأ في الطبخ والتنظيف والإهتمام بالقلعة بالكامل
    Her sabah Sara uyanıp... kalenin temizliği ve yemeğini yapmaya koyulurmuş. Open Subtitles كل صباح ، سارة الصغيرة تستيقظ وتبدأ في الطبخ والتنظيف ، والإهتمام بالقلعة بالكامل
    ve çocuk yapmayı düşünmeye başladı. Çocuk yapmayı aklından geçirmeye başladığı anda o çocuğa hayatında yer açmayı da düşünmeye başlıyor. TED وتبدأ في التفكير في انجاب طفل. وفي اللحظة التي تفكر فيها في انجاب طفل، تبدأ في التفكير في بناء غرفة لذلك الطفل.
    Robotlardan biri, siz odaya girdiğinizde heyecanlanıyor, ve titremeye başlıyor, dolayısıyla onu sakinleştirmeniz gerekiyor. TED واحدة أخرى ستصبح قلقة إذا دخلت الغرفة وتبدأ في الإهتزاز لذلك تحتاج إلى تهدئتا
    Sadece üzerinde çalışağınız problemi öğrenip geciktirmeye başlayınca, görev zihninizin derinliklerinde aktifken beyniniz üretmeye başlıyor. Geciktirmek size, TED فعندما يتم إخبارك بالمشكلة التي سوف تعمل على حلها، حينئذ تبدأ بالمماطلة، لكن المهمة لا تزال حية في عقلك، وتبدأ في تطويرها.
    Grup tehlike seziyor ve dağılmaya başlıyor. Open Subtitles تستشعر المجموعة الخطر وتبدأ في التفرق
    Siz sanatçılar topluluğundayken ve şiirler yazarken savaşlar futbol sahalarında başlıyor. Open Subtitles - وتبدأ في ملاعب كرة القدم بينما أنتم ملهون أنفسكم باستعمار الفن وكتابة الشعر
    Sonra kız sizi soymaya başlıyor. Open Subtitles وتبدأ في نزع ملابسك
    Foton paketinden oluşan sinyal şişeye giriyor, ilerlemeye başlıyor ve içeride saçılmaya başlıyor. TED حسناا، تدخل النبضة الضوئية الزجاجة (الرصاصة في حالة التفاحة) مع حزمة من الفوتونات التي تبدأ في المرور عبرها وتبدأ في التبعثر داخلها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more