| Polis onu götürdü. Bir gelirse diye, bu adresi bıraktılar. | Open Subtitles | وأخذته الشرطة وتركوا هذا العنوان فى حالة إذا أتى أحد |
| Geçen sene elbiselerimi aldılar ama resimleri bıraktılar. | Open Subtitles | عرضت لهم أعمال قديمة ل غيرنيكا السنة الماضية نهبوا منزلي سرقوا كنزتي وتركوا لوحاتي |
| Bir gelirse diye, bu adresi bıraktılar. | Open Subtitles | وتركوا لنا هذا العنوان في حال سأل عند أحد |
| Kutulardaki, modelleri ayıran kodları bile... çünkü otomatikleri alıp işe yaramayanları bırakmışlar. | Open Subtitles | علموا حتى رموز التصنيف على الحاويات لانهم أخذو الاوتوماتيك وتركوا الباقي خلفهم |
| Mücevher kasasını kırmışlar ama en pahalı şeyleri burda bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد حطموا صندوق عرض المجوهرات وتركوا المعروضات الأغلى ثمناً. |
| Mücevher kasasını kırmışlar ama en pahalı şeyleri bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد حطموا صندوق عرض المجوهرات وتركوا المعروضات الأغلى ثمناً. |
| Kuveyt'liler bağlı hayvanları ve insan sayılmayan bedevileri bırakıp felaketten kaçmışlardı. | Open Subtitles | غادر الكويتيون من الكارثة وتركوا حيواناتهم مع البدو الذين لايعتبرونهم بشر |
| Tuvaletimizi yapmak için boş bir kova ile su dolu bir kova bıraktılar. | Open Subtitles | وتركوا سطلاً للإستعمال الصحي وسطلاً للماء |
| Haydutlar prensesi kaçırdı ve yeğenini geride bıraktılar. | Open Subtitles | اللصوص اختطفوا الأميرة وتركوا خلفهم ابن أخيها الصغير |
| Otobüsü burada bıraktılar değil mi? Işıkları, kapıları açık bir hâlde. | Open Subtitles | وتركوا الحافلة هنا والأضواء منارة والباب مفتوحاً |
| Hepsi iğneyi vurundular ve eski hayatlarını geride bıraktılar. | Open Subtitles | انهم جميعا اخذوا الجرعه وتركوا حياتهم القديمه خلف ظهرهم |
| Ya da 6. kattaki bir soyguna yardım ettik. Çok acele ediyorlardı ve tüm fotoğrafları da bıraktılar. | Open Subtitles | او ساعد شخص يسرق الطابق السادس ، لقد كانوا في عجلة وتركوا جميع الصور |
| Yumruğum kadar bir kas kitlesini kesip aldılar ve beni sakat bırakıp işe yaramaz bir halde bıraktılar. | Open Subtitles | لقد قطعوا قطعة من العضلة بحجم قبضتي تقريباً وتركوا لي هذا الشيء المشوه عديم الفائدة |
| Son idam 38'deydi. Ağacı tutukluları ikaz etmek için bıraktılar. | Open Subtitles | آخر عملية شنق كانت في عام 1938 وتركوا الشجرة لإخافة السجناء |
| Şef, otelden aradılar. Mesaj bırakmışlar. | Open Subtitles | يارئيس، الفندق اتصل وتركوا رسالة |
| Hayvan ekipleri Centennial Park yakınlarında bulmuşlar, tasmasındaki numarayı arayıp sahiplerine mesaj bırakmışlar ama... | Open Subtitles | " رعاية الحيوان أخذته من " منتزه سانتانيال إتصلوا بالرقم المرفق وتركوا بريد صوتي |
| Lynch-Bages ve The Moutons u almışlar, Rotgut'u bırakmışlar. | Open Subtitles | " أخذوا " لينش بيجز " و " الموتونز " وتركوا " روتجت |
| Yepyeni Porshe'nin anahtarlarını bırakmışlar. | Open Subtitles | وتركوا مفاتيح سيارة البورش الجديدة |
| Toparlanıp kaçmışlar. Kendi cesetlerini de burada bırakmışlar. | Open Subtitles | لقد نظفوا المكان وتركوا جثة لأحد جنودهم |
| Hücrelerinde hazırladıkları mankenleri kendi yerlerinde bırakıp adadan kaçmayı becerdiler. | Open Subtitles | وتركوا مكانهم دُمى في زنازينهم.. وتمكنو من مغادرة الجزيرة.. |
| Seni burada kanlar içinde bırakıp gittiler, unuttun mu? | Open Subtitles | وتركوا لكم هنا النزيف، فقط في حال كنت قد نسيت. |