| O adama sürünerek gidip yardımını istemek senin için yalnızca küçük düşürücü değil! | Open Subtitles | ليس فقط الأمر مهين لك أن تزحف إلى ذلك الرجل وتطلب منه المساعدة |
| O zaman bir doktor olarak görevin ve bir kadın olarak ayrıcalığın ona gidip bir kez daha bakmayı istemek. | Open Subtitles | بما أنّك طبيب وامرأة فمن واجبك أن تعود وتطلب منه إلقاء نظرة أخرى إليه |
| Tek yapman gereken borç aldığın kişiye gidip ödemeleri taksitlendirmesini istemek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ان تذهب إلى الشخص الذي ندين منه المال وتطلب منه بهدوئ اعادة جدولة الدفعات |
| Sen saksocusun, ondan telefonunu istemek ne haddine? | Open Subtitles | أنتَ وغد حقير، كيف تذهب وتطلب منه هـاتف؟ |