| Bari biraz merhamet göster de kadınları ve veliahtı bırak. | Open Subtitles | وتظهر بعض الرحمة وعلى الأقل السماح للنساء ودوفين تذهب. |
| Haklı bir Bren'in'in yapacağı gibi babana nasıl yapılacağını göster. | Open Subtitles | مثلما يفعل القائد الحقيقي، وتظهر لوالدك كيف يتم الأمر |
| Bu işaretleyiciler, belirli yerlerde ortaya çıkan kısa dizilerdir. | TED | حيث أن هذه المؤشرات تسلسلاتها قصيرة وتظهر في مناطق المحددة. |
| Balkonlar aşağı iner, orkestra sahnenin arkasında seyirciyi önüne alıp bir meyil oluşturur sandalyeler ortaya çıkar. | TED | تنزل الشرفات, ويمكنكم رؤية مكان للفرقة الموسيقية يظهر في نهاية المسرح بشكل جبهي, وتظهر المقاعد. |
| Mediyastinal lenf bezlerinizde, iki böbreğinizde ve beyninizde kitleler görüyoruz. | Open Subtitles | وتظهر لنا الآن تكتلات بالعقد اللميفية بمنتصف الصدر والكليتين والدماغ |
| Bu kayıtlar küçükken çok ciddi bir araba kazası geçirdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | وتظهر هذه السجلات أنّه كان في حادث سيارة كبير في صغره. |
| Belki bir uğramak istersin. Gelecekteki başkanına destek gösterirsin. | Open Subtitles | اعتقدت أن عليك الحضور، وتظهر دعمك لمن سيكون رئيسك قريباً. |
| İnsanlar öldüğünde,bağırsaklarını boşaltırlar. | Open Subtitles | وتظهر الديناصورات لأكل بقايا الجثة أنت تشاهدين الأخبار |
| Bu yaratıklardan birini Kralın Şehri'ne getir ve ona gerçeği göster. | Open Subtitles | جلب واحدة من هذه الأمور وصولا الى هبوط الملك وتظهر لها الحقيقة. |
| Mike, Andrew'a yatağını nasıl toplayacağını göster. | Open Subtitles | مايك ، وتظهر أندرو كيفية جعل سريره. |
| Resimlerini göster bana. | Open Subtitles | وتظهر الصور الخاصة بك. |
| Neden hep herşeyi bilir gibi ortaya laf atarsın? | Open Subtitles | لماذا انت دائما تحشر انفك وتظهر نفسك بمظهر الذي يعرف كل شيء ؟ |
| Tekrar ortaya çıkıp çıkmayacağını merak ediyordum zaten. | Open Subtitles | أنا دائما أتساءل إذا عنيدا وتظهر مرة أخرى. |
| Ondan kendim ayrılabilirim, ama üç gün sonra yeniden ortaya çıkar. | Open Subtitles | أود أن تفريق معه نفسي، لكن عنيدا وتظهر فقط بعد ثلاثة أيام. |
| ve tüm araştırmalar, gençliğinden bir şeyi gördüğünde tekrar genç hissettiklerini söylüyor. | Open Subtitles | وتظهر الدراسات أن التعرض للأشياء من شبابك يمكنها مساعدتك بالشباب مرة أخرى |
| Ama kadınlara özgü hastalıktan olduğunuzda ve kadın gibi göründüğünüzde, burda Barbara'nın kocasıyla olduğu gibi, tedavi olmuyorlar. | TED | أما عندما تتعرض للنموذج النسائي من المرض، وتظهر بمظهر أمرأة كما تبدو هنا باربارا مع زوجها لا يقدم لها العلاج |
| Sonunda, nihayet, bu başarılı oldu ve yaşam oluştu. | TED | وفي النهاية، وأخيرا، ينجح ذلك، وتظهر الحياة. |
| Ayrıca hava akımındaki küçük bir değişikliğin bile bir bulut oluşmasına neden olabileceğini gösteriyor. | TED | وتظهر للتو أنه حتى التغيير البسيط في تدفق الهواء يمكنه أن يتسبب في تشكيل الغيوم. |
| Çizgiler denizaltı kabloları ve ticaret yollarını gösteriyor. | TED | وتظهر الخطوط الكابلات تحت سطح البحر والطرق التجارية. |
| Bu harita gezegenimizdeki yağış miktarını gösteriyor. | TED | وتظهر هذه الخريطة أماكن هطول الأمطار على كوكبنا. |
| Yalandan bir saldırı plânlarsın. Kurbanı kendin gibi gösterirsin. | Open Subtitles | أعني تشنّ الهجوم وتظهر لتكون الضحيّة |
| İnsanlar öldüğünde,bağırsaklarını boşaltırlar. | Open Subtitles | وتظهر الديناصورات لأكل بقايا الجثة أنت تشاهدين الأخبار |