| Ev arkadaşım tatlarının cennetten düşme birer parça gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | زميلتي في الغرفة وتقول أنها طعم مثل قطرات صغيرة من السماء. |
| Şişlikler iner inmez nasıl göründüğüne bakmak için sabırsızlandığını söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنها لا تطيق صبراً حتى ترى ما تبدو عليه بعد زوال التورم |
| Hatalı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنها كانت مخطئة |
| Bir yerlerden biraz borç para bulup zengin ailelerin kızları için bir okul açacağını ve idaresini de bana vereceğini söylüyor. | Open Subtitles | وتقول أنها ستقترض مالا من أحدهم وستبدأ مشروع مدرسة لبنات العوائل الإرستقراطية وستعجلني أدير هذه المدرسة |
| Lydia, şapkamı paramparça ettiği yetmezmiş gibi şimdi de kiliseye giderken takacağını söylüyor. Söyleyin takmasın, anne! | Open Subtitles | ليديا مزقت قبعتى وتقول أنها سترتديها اليوم فى الكنيسة قولى لها أنها لن تفعل |
| Sekreteriniz karınızın aradığını ve acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سكرتيرتك لديها زوجتك على الخط وتقول أنها مستعجله. |
| Beni sonsuza kadar bekleyeceğini söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنها ستنتظرني، للـأبد. |
| Yüzünü görebildiğini söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنها رأت وجهه. |
| Bir oyun oynadığını söyledi. | Open Subtitles | وتقول أنها كانت تلعب لعبة. |
| Sekreteriniz, karınızın aradığını ve acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سكرتيرتك لديها زوجتك على الخط وتقول أنها مستعجله. |
| Annem şu an çok sinirli ve törene gelmeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | أمي غاضبة جداً الآن وتقول أنها لن تحضر المراسم |
| Onun için yaşıyor. Onun için öldüreceğini söylüyor. | Open Subtitles | إنها تعيش من أجله وتقول أنها ستقتل من أجله |
| Yaşlı kadın fiziksel güçsüzlüğünden sızlanıyor... ve onu her gün ziyaret edemeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | السيدة المسنة تئن بسبب ضعفها الجسدي وتقول أنها غير قادرة على زيارتها كل يوم |
| Kadın, kızla son bir kez daha konuşuyor... ve onu bir hafta ziyaret edemeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | مرة أخرى تقوم السيدة المسنة بإعطاء الفتاة كلماتها الأخيرة وتقول أنها لن تزور الفتاة لمدة أسبوع |