| Drew Pigeon'ın evine git, kızıyla konuş. Katie dün gece onlarlaydı. | Open Subtitles | اقصد منزل درو وتكلم مع إبنته وصديقتها كاتي كانت معهما البارحة |
| Gidip muhafızla konuş ki bizi fark etmesin ... anladın mı? | Open Subtitles | اذهب وتكلم مع الحارس هكذا لن ينتبه لنا ونحن نعبر |
| Dinle Hank. Radyonun sesini kıs ve telefona konuş. | Open Subtitles | هانك,اسمعني,عليك ان تطفئ الراديو وتكلم فقط عبر الهاتف |
| Ve o tam burada durdu ve Jackson'la 10 dakika boyunca İbranice konuştu. | Open Subtitles | ووقف هنا وتكلم مع جاكسون بالعبرية لمدة 10 دقائق |
| - İyi hissetmiyorum. - Aptal olma. - Gidip onlarla konuşalım. | Open Subtitles | أننى لا أشعر أننى بخير- اذهب فقط وتكلم معهم- |
| Polisler yolda. Eğer silahı veya çocuğu bulurlarsa, o da konuşursa, ben öldüm. | Open Subtitles | والشرطة في طريقها فإذا عثروا علي السلاح او عثروا على الصبى وتكلم فأنا ميت |
| Telsizi eline al, yanındaki düğmeye bas ve konuş. | Open Subtitles | لدى شىء لك التقط الراديو واضغط على الزرار فى الجنب وتكلم مباشرة |
| Hmm ? Sadece oraya git ve konuş onunla , git . | Open Subtitles | فقط اذهب الى هناك وتكلم معها اذهب هيا أذهب |
| Git oraya ve konuş onunla. Yapamam. | Open Subtitles | جذّابة, من الواضح أنها من نوع آخر توجه هناك, وتكلم معها |
| Git ve konuş, söz vermeden. | Open Subtitles | هذه هى أفضل و أسهل طريقة إذهب هناك, وتكلم معها, لا طلب للزواج |
| Git bir dakikacık babanla konuş. | Open Subtitles | لتذهب وتكلم مع اباك للحظة, في الغرفة الأخرى؟ |
| Sana yalavarıyorum, git konuş onunla. | Open Subtitles | .إني أتوسل إليك، يا أخي .فقط أذهب وتكلم معها |
| Konuşmaya benimle gel. amcık olmayı bırak ve git onunla konuş. | Open Subtitles | ـ يُمكنك القدوم معي لتكلم معها ـ توقف عن كونك جباناً وأذهب وتكلم معها، هيّا |
| İçeri gir ve çok geç olmadan konuş onunla. | Open Subtitles | ادخل إلى هناك وتكلم معه قبل فوات الأوان |
| - Ne? Gidip Basanti'nin teyzesiyle konuş ve öyle bir etki bırak ki yaşlı kadın evliliğimize karşı çıkmasın. | Open Subtitles | اذهب وتكلم مع عمة باسنتي من اجلي. |
| Tanıştırdığında sıkı tokalaş, cesur konuş. | Open Subtitles | و عندما تفعل . صافح بشدة وتكلم |
| Okula git, hemşire Goode'yi gör, onunla konuş. | Open Subtitles | اذهب الى المدرسة , وقابل الممرضة "قوود" هناك وتكلم معها |
| Lanet olsun, telefonu aç ve benimle konuş. | Open Subtitles | اللعنة ارفع سماعة الهاتف وتكلم معي |
| Ve yahudi iş arkadaşlarının işten çıkarılmasına karşı bir süre yüksek sesle konuştu. | Open Subtitles | وتكلم لبعض الوقت من غير خوف عن صرف زملائه اليهود. |
| Sonra sürünerek gel de konuşalım. | Open Subtitles | بعدها تعال زاحفاً إلى هُنا وتكلم معي. |
| Polisler yolda. Eğer silahı veya çocuğu bulurlarsa, o da konuşursa, ben öldüm. | Open Subtitles | والشرطة في طريقها فإذا عثروا علي السلاح او عثروا على الصبى وتكلم فأنا ميت |
| Evet, şu kahpeyle bir an önce konuşun. | Open Subtitles | نعم تكلم مع هذه العاهرة وتكلم معها بوقت قريب |
| Bırak beni ve Söyle. | Open Subtitles | أتركني .. وتكلم. |