| Öyle yaparsan, yangında açılıverir... sen de yanarak ölürsün. | Open Subtitles | إذا فعلتها هكذا ستنفتح أثناء الحريق وستحترق وتموت |
| İşte bu. Topraklama, enerjisi biter ve ölür. Bunun anlamı onu öldürebiliriz. | Open Subtitles | وهذا وتموت الأرض فى تختفى صحيح، الشــئ هذا قتل بوسعنا أننا يعنى |
| Ağır ol ve babalık, yaşa ve kendi yatağında öl | Open Subtitles | تحلى بالهدوء يمكنك رمي الأمر برمته خلفك وتموت في السرير |
| Ve böyle bir ölüm olmadan o sıradan bir insan gibi yaşlanıp ölecek. | Open Subtitles | وبدون هذا الموت هى ببساطة ستنمو وتصبح عجوز وتموت |
| Oralarda yaşamak ve ölmek için yer yoktur; onlar bu nedenle tasarlanmadılar. | TED | لايوجد مكان حيث تعيش وتموت ليس لهذا الأمر صممت |
| Ama arılar bir şeyi soktuğunda iğneleri gövdelerinden kopup ölürler. | Open Subtitles | ولكن عندما تلدغ النحلة، الإبر تتمزق حرفياً من البطن وتموت. |
| Giderseniz çok büyük bir ihtimalle kalp krizi geçirip ölürsünüz. | Open Subtitles | إذا غادرت هنالك احتمال كبير أن تصاب بسكتة قلبية وتموت |
| Gelmekte olan ölümünü anlattı, gözlerini kapadı ve öldü. | Open Subtitles | لكي تخبرهم عن موتها الوشيك, ثم تغلق عينها وتموت |
| Bir süre önce suyu durdurdum.. ..yakında herkes ölmeye başlayacak. | Open Subtitles | بمجرد أن أوقف المياة ستذبل هذة النباتات وتموت |
| Umarım karnından vurulup yavaşça ölürsün. | Open Subtitles | أرجو أن يطلقوا النار على أحشائك وتموت ببطء |
| Kaburgalar kırılmış ve ilik kana karışmışsa bu durumda ateşlenir ve ölürsün. | Open Subtitles | لو أن الضلوع مهشمة سينتقل النخاع إلى الدم وفى هذه الحالة ستصاب بالحمى وتموت |
| Kaburgalar kırılmış ve ilik kana karışmışsa bu durumda ateşlenir ve ölürsün. | Open Subtitles | لو أن الضلوع مهشمة سينتقل النخاع إلى الدم وفى هذه الحالة ستصاب بالحمى وتموت |
| Kasabalar, organizma gibi yaşar ve ölür, bazen böyle olmasına izin vermemiz gerek, dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّكِ قلتِ أن المدينة تعيش وتموت مثل الكائنات الحيّة أحيانًا ندعهم فقط يرحلون |
| Besleyecek gaz kalmayınca kuasarın püskürmesi azalır ve ölür. | Open Subtitles | بسبب انعدام الغاوات التي يمكن الاقتيات بها تتقلّص الكوازارات وتموت |
| Bir biyolojik püf nokta: Kanser hücreleri normal hücrelerden daha hızlı büyür ve ölür, öldükleri zaman ise DNA kana karışır. | TED | وإليكم معلومة بيوليوجية أساسية: الخلايا السرطانية تنمو وتموت أسرع من الخلايا الطبيعية، وعندما تموت هذه الخلايا، يتم طرح الحمض النووي ضمن النظام الدموي. |
| Mutlu ol, büyü, kendini yenile, öl, ne istiyorsan yap. | Open Subtitles | وتكون سعيداً، وتنضج، وتعيد اكتشاف نفسك، وتموت.. افعل ما يحلو لك |
| Bence, evlen aile kur yaşlan ve mutlu öl. | Open Subtitles | أنا اقول أنك ستتزوج وتبدأ عائله وتكبر فى السن وتموت سعيدا |
| "Prenses 15 yaşına basınca parmağına bir iğne batıracak ve ölecek." | Open Subtitles | عندما تصبح الاميره في الـ 15 من العمر سوف تغز اصبعها بالمغزل وتموت |
| Devlet tarafından iftira atılacak ve kanserden ölecek. | Open Subtitles | هو مذموم وقالت إنها من قبل الجمهور، وتموت من السرطان. |
| Başka deney istemiyor. Evine gidip ölmek istiyor. | Open Subtitles | لم تعد تريد أية تجارب تريد أن تذهب إلى منزلها وتموت |
| Böylece tipik olarak, küçük memeliler hızlı yaşar ve genç ölürler. | TED | لذلك عادة تعيش الحيوانات الصغيرة بسرعة، وتموت صغيرة. |
| Geminiz yüzeye çıkamaz ve siz ve adamlarınız ölürsünüz. | Open Subtitles | وسفينتك لن تستطيع الطوفان وتموت أنت ورجالك |
| Gelmekte olan ölümünü anlattı, gözlerini kapadı ve öldü. | Open Subtitles | لكي تخبرهم عن موتها الوشيك, ثم تغلق عينها وتموت. |
| Kim o onunla bir gün geçirmek için bin kere ölmeye razı olacağın kişi. | Open Subtitles | ؟ الذي تكون مستعدا لقضاء يوما واحدا معها وتموت بعدها ألف مرة |
| Annemin gözlerimin önünde acı çekerek ölmesini izledim. | Open Subtitles | لقد شاهدت أمي تعاني وتموت |
| yeni güç modelleri, ağlarının gücüne bağlı olarak yaşıyor ve ölüyorlar. | TED | الآن، نماذج القوة الحديثة تعيش وتموت بقوة شبكاتها. |
| Yaşlanıp, boş bir odada altın ayakkabılarınla yalnız başına mı öleceksin? | Open Subtitles | أن تكبر في السن .. وتموت وحيدا في غرفة فارغة مع أحذيتك الذهبية؟ |
| Seninkiyse içmek gibi görünüyor. Seni kısa sürede öldürürdü. | Open Subtitles | ويبدو أنك مدرب على الشرب كنت ستقاتل بشجاعة وتموت بسرعة |
| O olmazsa, Moskova'dan Polonya bağımsızlığı adına savaşmaya kalkan ve gittikçe güç kazanan adamlar solup gider. | Open Subtitles | بدونه، القوّات التي تتجمّع وتتحرك لتحارب من أجل الحرية البولاندية من (موسكو) ستذبل وتموت |
| Bir tane giriyor, milyonlarca çıkıyor. Ve bütün hücreler ölüyor. | Open Subtitles | يدخل فيروس واحد ويصبح مليوناً وتموت كل خلية |