| Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve yüzüğünü geri verdim. | Open Subtitles | وجاء إلى شقتى مسرعاً .. وأخبرته أننى تعرفت عليك للتو .. وأرجعت له خاتمه |
| Bir şirket satın almak için geldi ve beni de şans meleği olarak getirdi. | Open Subtitles | كوني، انه هنا لشراء شركة وجاء بي معه كتعويذة لجلب الحظ |
| Ve fizikçiler gelip burayı 1980 yıllarında kullanmaya başladılar. | TED | وجاء علماء الفيزياء وبدؤوا في استخدامه في وقت ما في الثمانينيات. |
| Bütün köy, kadın, erkek, herkes bir araya gelip eğitim almamı desteklediler. | TED | القرية، النساء، والرجال، وجاء الجميع معا لدعمي من أجل لحضور والحصول على تعليم. |
| Birkaç ay önce gelmişti, bir de geçen hafta geldi. | Open Subtitles | أتي منذ سبعة أشهر مضت وجاء مرة آخري الاسبوع الماضي |
| Sana daha önce söyleyip... umut bağlamanı istemedim ama... tekrar görebilmem için deneysel bir çalışmaya katılmıştım ve... sıra bana gelmiş! | Open Subtitles | حتى لا ترفعين آمالِك لكن أنا على القائمة لأجل عملية تجريبية لإستعادة بصري وجاء دوري |
| Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه |
| Elinde 10 dolarla geldi ve "Anne endişelenmene gerek yok... ben sana bakarım." dedi. | Open Subtitles | وجاء ومعه 10دولارات وقال لي,امي لا تقلقي ابدا |
| Sonra mezuniyet günü geldi ve üniversiteye gittik... ama sen hiçbir yere gitmedin ve düşündün ki, | Open Subtitles | وجاء وقت التخرج وذهبنا نحن إلى الجامعات بينما أنت لم تذهب ،و ظننت |
| Sonra mezuniyet günü geldi ve üniversiteye gittik... ama sen hiçbir yere gitmedin ve düşündün ki, | Open Subtitles | وجاء وقت التخرج وذهبنا نحن إلى الجامعات بينما أنت لم تذهب ،و ظننت |
| Daha önce New York'daydım, ama LA'den iş teklifi geldi ve bende bir denemenin zamanı geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | انا ممثل كنت اعيش فى نيويورك وجاء عرض لى فى لوس انجلوس |
| Sonra bu kara herif gelip onu kaçırdı götürdü. Kökenim kimlere dayanıyor biliyor musunuz, çocuklar? | Open Subtitles | وجاء هذا الأسود اللعين وسرقها منهم وهل تعرفوا من أين انحدرت سلالتي يا أطفال؟ |
| Yaklaşık bir dakika sonra, Colin Farrell gelip beni ondan ayırmaya çalışacak. | Open Subtitles | لمدة طويلة تقريبا دقيقة وجاء كولن فالر وحاول ان يبعدنى عنه |
| Geçen hafta, eve sincap girmiş, ve onu Eric sandım, eve gelip bana sürpriz yaptı zannetim | Open Subtitles | الاسبوع الماضى سنجاب تسلل الى الشقة ولقد اعتقدت انه ايرك وجاء ليفاجئنى |
| Bir alay asker, dolunay altında at sırtında gelmişti. | Open Subtitles | وجاء فوج من الجنود يمتطون الخيول تحت ضوء القمر. |
| Acil serviste çalışıyordum ve kurşun yarasıyla bir çete çocuğu gelmişti. | Open Subtitles | كنت أعمل بقسم الطوارئ، وجاء مجموعة مصابين بحادث إطلاق نار بين العصابات |
| Sonunda uğursuz Buraki'nin, o köye saldırmak ve Yuh Yi Joo'ya sahip kızı bulmak için ...bütün adamlarını bir araya getirdiği o kaçınılmaz gün gelmişti. | Open Subtitles | وجاء اليوم الذي جمع فيه الشرير بوراكي كل شخص اتباعه وذهبوا الى القريه الصغيره لمقابلة الفتاه التي تملك ال yuh yi joo |
| Mukkine'ı öldürmek için her yerden bir sürü aynasız gelmiş. | Open Subtitles | وجاء الكثير من رجال الأمن من جميع الأنحاء فقط لقتل موكين |
| Görünüşe göre karın deşen Jack geri gelmiş! | Open Subtitles | يبدو أنه فعل مثل السفاح جاك وجاء أخيرا |
| Kulağıma şöyle fısıldadı. mumu geri getirmek için geldiğinde.. ..görüntüm onu büyülemiş. | Open Subtitles | همس لي بقضاء كل وقته هناك يكتب وجاء ليعيد الشمعة ولن ينسى الصورة التي رسمتها طالما بقي حيًا |
| Kocam servet yapmak için beni bırakıp buraya geldiğinde, 9 yıldır evliydik. | Open Subtitles | لقد تزوجنا منذ تسع سنين عندما تركنى زوجى الاخير وجاء الى هنا ليصنع ثروه |
| Mali İşler Başkanı Başbakan Abhimanyu Kaul'un ofisinden çıktı ve "o iyi bir çocuk" dedi. | Open Subtitles | وجاء وزير المالية من رئيس مكتب وزير أبهيمانيو كول لل.. وقال .. انه فتى جيد. |