"وجدت نفسي" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendimi
        
    • fark ettim
        
    • baktım
        
    • olarak buldum
        
    Neyse kendimi 3 yıl önce o şilepte, burada, San Francisco Körfezi'nde buldum. TED منذ ثلاث سنوات، وجدت نفسي على متن قارب هنا في خليج سان فرانسيسكو.
    İşte bu, kendimi şiddet önleme aktivisti olarak bulduğum yer. TED هذا هو المكان الذي وجدت نفسي فيه كناشطة لمنع العنف.
    kendimi hastanede, bir yoğun bakım odasında,. acil bir ameliyattan çıkmış buldum. TED وجدت نفسي في مستشفى في العناية المركزة، أتعافى من عملية جراحية طارئة.
    Teknolojeden biraz korkmaya başladığımı fark ettim. TED وجدت نفسي أصبح قليلا مثل الذي يرهب التقنية.
    - ...bir de baktım, hop İstanbul'dayız. - Sirkeci'den trene bindirdiler bizi. Doğru Nusaybin. Open Subtitles وجدت نفسي في إسطنبول لقد أركبونا القطار في محطة سركسي
    Bir çok kez kendimi... bir sürü... kızgın düşman tarafından kuşatılmış olarak buldum. Open Subtitles في كثير من الاوقات وجدت نفسي محاط بفرق الغضب الغضب العدائي
    Hayat yolumun ortasında doğru yolu kaybedip kendimi karanlık bir ormanda buldum. Open Subtitles في منتصف رحلة حياتي وجدت نفسي وسط خشب اسود لأضعت الطريق الصحيح
    Yapmam gereken hamleleri düşünürken, kendimi saklayacak bir yer buldum. Open Subtitles وجدت نفسي في مكان الإخفاء، مثل عندما كنت في المناورات.
    kendimi dört şat Jameson'la bir barda buldum, tecrübeyle sabit. Open Subtitles وجدت نفسي في حانة مع أربعة قنينات جيمسون تحت حزامي.
    Uyandım ve kendimi sokağımızın en sonundaki köşede dururken buldum. Open Subtitles استيقظت و وجدت نفسي واقفة في الزاوية في نهاية شارعُنا.
    Ama, sinirden kafayı yemiş bir keşle kendimi bir met laboratuvarında buldum. Open Subtitles عوضًا عن ذلك، وجدت نفسي في وسط مختبر مخدرات مع مدمن غاضب.
    Ticaret ve ekonomi alanlarında yıllarca çalıştıktan sonra, dört yıl önce, kendimi insan kırılganlığının ön saflarında çalışırken buldum. TED حسناً بعد سنوات من العمل في التجارة والاقتصاد، قبل أربع سنوات مضت، وجدت نفسي أعمل في الخطوط الأمامية للأزمات البشرية.
    Ve daha neler olduğunu anlayamadan, kendimi aniden siyasi bir yarış içinde binlerce insanın tezahüratta bulunduğu bir ortamda buldum. TED وقبل أن أعرف ذلك، وجدت نفسي فجأة على منصة محاطة بالآلآف من الناس يهتفون أثناء تجمع سياسي.
    Oradaki ilk haftamın sonunda, kendimi kasabadaki bir tahliye merkezine yardım ederken buldum. TED في نهاية أسبوعي الأول هناك، وجدت نفسي أساعد في مركز للإيواء في مركز البلدة
    Dokuz ay sonra kendimi Tahrir Meydanı'nda mesajlar spreylerken buldum. Bu hareketin nedeni haber listemde gördüğüm bu resimdi. TED بعد 9 أشهر وجدت نفسي أرش رسائل في ساحة التحرير. وسبب هذا العمل هي الصورة التي وجدت في تغذيتي الإخبارية.
    Omurilik servisinden ayrıldıktan sadece onsekiz ay sonra kendimi, ilk uçuşum için gittiğim okulda diğer insanlara TED ثم وجدت نفسي مرة أخرى في نفس المدرسة التي بدأت فيها أول درس طيران، و أعلم الآخرين كيف يقودون الطائرة،
    kendimi sabit yaratma durumunda buldum, sadece bir sonraki adımı düşünen ve her zamankinden daha fazla fikir üreten bir durumda. TED لقد وجدت نفسي في حالة إنشاء مستمر مفكراً فقط في الخطوة التالية و طرح أفكار أكثر من أي وقت مضى.
    Savaştayken sürekli olarak o kızı düşündüğümü fark ettim. Open Subtitles عندما كنت في الحرب في الحرب ، وجدت نفسي أفكر في تلك الفتاة التي رأيتها
    Sonra bir gün, bunlara üzülüp sızlandığımı fark ettim. Open Subtitles وبعد ذالك في يوم ما وجدت نفسي أزداد مراراةً حول هذا
    Sonra bir baktım ki lanetli bir gemide bir kutunun içindeyim. Open Subtitles الدقيقة التالية وجدت نفسي في صندوق بداخل تلك السفينة
    Kaderin cilveleriyle kendimi 50 yaşında kendini parçalara bölmekte olan bir ulusun babası olarak buldum. Open Subtitles عبر أحداث القدر المفاجئة، وجدت نفسي في الـ50 من العمر أباً لأمّة تدمّر نفسها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more