| Dolphin'lerin biletlerine ulaşmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | وجدت وسيلة للحصول على تذاكر لفريق الدلافين |
| Sanırım tekneye gitmenin yolunu buldum. | Open Subtitles | أظنني وجدت وسيلة وصولنا للناقلة البحريّة. |
| Ama bu şehri bir kez olsun işe yarar hale getirmenin yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | لكنّي ربّما وجدت وسيلة تجعل هذه المدينة مفيدة لمرّة. |
| Sanırım yardım edebilecek bir yol buldum. | Open Subtitles | وأعتقد أنني وجدت وسيلة للمساعدة. |
| Hepimize çıkış yolu buldum. | Open Subtitles | حمدًا لله، وجدت وسيلة نجاة لنا جميعًا. |
| Icarus bize arenaya almak için bir yol buldu. | Open Subtitles | إيكاروس وقد وجدت وسيلة بالنسبة لنا ل الوصول الى الساحة. |
| Lütfen hepimizi geri getirmenin bir yolunu bulduğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءً أخبريني أنّك وجدت وسيلة لإعادتنا جميعًا. |
| Cadmus, düşüncelerini benden korumak için bir yol bulmuş olmalı. | Open Subtitles | كدموس" يجب أن تكون وجدت وسيلة" لحماية أفكاره مني |
| Onu test etmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لذا وجدت وسيلة لتختبره |
| Hayır, ölmeyeceğiz. Sanırım gemiye gitmenin yolunu buldum. | Open Subtitles | كلّا، لن نموت، أظنني وجدت وسيلة ذهابنة للناقلة البحريّة. |
| Galiba şekil değiştiricinin başka insanlara dönüşmesini durdurmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني وجدت وسيلة لمنع المتحول من تخدير أشخاص آخرين |
| Haven'ı sonsuza kadar kurtarmanın bir yolunu buldum ama bunu sen olmadan yapamam. | Open Subtitles | لقد وجدت وسيلة لانقاذ هايفن مرة واحدة وإلى الأبد ولكني لا أستطيع أن أفعل ذلك بدونك |
| Iyilik konusunda biraz olcuyu kacirarak, kotulukle mucadele etmenin yolunu buldum. | Open Subtitles | وجدت وسيلة للتعامل مع سيئة بالذهاب قليلا من فوق مع كل الخير. |
| - Ve tüm ağı çökertmenin bir yolunu bulmuş olabiliriz. | Open Subtitles | ونحن قد وجدت وسيلة لتحقيق الشبكة بأكملها أسفل. |
| Binbaşı Heywood'un yerini bulmanın bir yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | لعلّي وجدت وسيلة لتتبع الضابط (هايوود). |
| Sanırım yardım edebilecek bir yol buldum. | Open Subtitles | وأعتقد أنني قد وجدت وسيلة للمساعدة |
| Hadi, kaçmak için bir yol buldum. | Open Subtitles | تعال, وجدت وسيلة للهروب |
| Yeni halojen yangın söndürme sistemini hazmat deposundan personel ikamethanelerine kadar yönlendirmek için ilginç bir yol buldum. | Open Subtitles | وجدت... وسيلة لإعادة توجيه نظام "هايلون" الجديد لمكافحة الحرائق... من مخزن المواد الخطيرة إلى حجرات الموظفين |
| Spoiler adını verdiğim Javascriptte cross-platform yolu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت وسيلة ل عبر منصة الجافا سكريبت |
| Bir çıkış yolu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت وسيلة للخروج. |
| I onlardan gizlemek için bir yol buldu. | Open Subtitles | وجدت وسيلة لإخفاء منها. |
| Bizi buraya daha çabuk getirmek için süreci hızlandırmanın bir yolunu bulduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ونحن نعلم أنها وجدت وسيلة لتسريع العملية للحصول على هنا بشكل أسرع |
| Bob Caldwell, onları değiştirmenin ve güçlerini arttırmanın bir yolunu bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال (بوب كالدويل) لقد وجدت وسيلة لتغييرها تضخيمهم |
| Synthedyne bir yol bulmuş, gizli deneylerini yapmak için 2 alt şirket kurmuş. | Open Subtitles | (سيندين) وجدت وسيلة. لتحليل لحمتين من المشاريع باإستخدام حقل التجارب للتكنلوجيا الحيوية. |
| O kendine yardım etmenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | هي وجدت وسيلة بنفسها |