| yüzüme yumruk atıp "lanet olası serseri" dedikten sonra derdi ki: | Open Subtitles | كان يقول بعد أن تلكمني في وجههي و تصفني بأني كالقمامه |
| Her şeyi elime yüzüme bulaştırmadan önce saatlerimi geçirebilmeyi umuyorum. | Open Subtitles | آمل أن ينتهي الوقت قبل أن ينفجر كل شيئ على وجههي فهمت ؟ |
| Jerry, yüzüm benim geçim kaynağım. | Open Subtitles | جيري، أنت تعلم أن وجههي هو مصدر رزقي. |
| Jerry, yüzüm benim geçim kaynağım. | Open Subtitles | جيري، أنت تعلم أن وجههي هو مصدر رزقي. |
| Şuna göz kulak ol. Yüzümü görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | راقبه فأنا لا اُريده أن يرى وجههي |
| Benim de Yüzümü görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريده أن يرى وجههي أنا أيضاً |
| Yüzümün sevimliliğine bakarsan bu konunun hiç umurumda olmadığını görürsün. | Open Subtitles | بمثل وسامة وجههي... أنا لا أعطي إهتماماً كثيراً كما ترى |
| Az önce annemin suratıma geçirdiği çok boktan bir rüya gördüm. | Open Subtitles | لقد حلمت لتوي بأسوأ حلم لي أن أمي صفعتني على وجههي |
| O da suratımda patladı. | Open Subtitles | وهاهي تنفجر في وجههي |
| İnsan kanının kokusu gülümsüyor yüzüme. | Open Subtitles | رائحة الدم البشري تبتسم في وجههي |
| Yastığı yüzüme bastırdın. Sanki... | Open Subtitles | لقد وضعت الوسادة على وجههي.. |
| Bu odaya gelip yüzüme konuş da duyayım. | Open Subtitles | وتقولها في وجههي لـ وجهي |
| Eğer lanet sağ yüzüme yumruk olacak. | Open Subtitles | سوف تلكمني مباشره في وجههي |
| Doğru, benim yüzüm o. | Open Subtitles | هذا صحيح، إنه وجههي. |
| Kaşlarım tüm Yüzümü kaplıyor. | Open Subtitles | حاجباي يتحركان في جميع أنحاء وجههي |
| Yüzümü hissedemiyorum. | Open Subtitles | لأاستطيع ان اشعر بـ وجههي |
| Yüzümün bir kısmı tamamen felçliydi. | Open Subtitles | وجههي... بالكامل... كان مشلولاً... |
| Tanrım, kılıcı direkt suratıma indirdin. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد وضعت ذلك السيف مباشرة في وجههي |
| Bunu suratımda istiyorum." diyecekler. | Open Subtitles | اريد هذا في وجههي |