| Bütün klüpleri ara ve kapıyı Yüzüne kapatsınlar! | Open Subtitles | أين؟ تَتّصلُي بكُلّ النوادي وهم سيغلقوا بابهم في وجهِكَ |
| Çıldıracaksın çünkü Yüzüne acayip makyaj yaptın. | Open Subtitles | أنت تَندلعُ لأنك وَضعتَ كثيراً من التركيبات على وجهِكَ. |
| Baban seni susturmak için Yüzüne duman üflerdi, biliyor musun? | Open Subtitles | نَفخَ أبُّاكِ دخاناً في وجهِكَ لإسْكاتك، اتَعْرفُين ذلك؟ |
| Sabah sabah Yüzünü görmek için ne yaptım? | Open Subtitles | لماذا يَجِبُ أَنْ أَنْظرَ في وجهِكَ في الصباحِ؟ |
| Evet, senin Yüzünü ameliyat etme aşamasındayken. | Open Subtitles | نعم، متى هو أَوْشَكَ أَنْ يَشتغلَ على وجهِكَ. |
| Üstelik Yüzünde harikalar yarattım. | Open Subtitles | وأقوم بشغل رائع على وجهِكَ أَو ماذا؟ |
| Yüzünde biraz yargılama var. | Open Subtitles | هناك قليلاً من نظرة الحكمِ على وجهِكَ. |
| Ama eğer sorumluluk almaktan kaçındığını düşünürlerse, bütün her şeyi suratına patlatırlar. | Open Subtitles | إذا يَعتقدونَ بأنّك تُحاولُ تَجَنُّب الأَخْذ بالمسؤولية، انه سَيَنفجرُ في وجهِكَ |
| Gerçek şu ki; hergün senin Yüzüne bakmak bana tecavüzü hatırlatacaktı. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ أُعْرَفُ بأنَّ نَظْر في كلّ يومِ وجهِكَ أُذكّرُني فقط الإغتصابِ. |
| Yüzüne karşı olmasından iyidir. | Open Subtitles | أي قليلاً أفضل مِنْ إذا أنا كُنْتُ أَنْ أعْمَلُه إلى وجهِكَ. |
| Beni nasıl tuttuğunu ve Yüzüne oturarak, suratını buruşturduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكّرُ كَيفَ كُنْتَ تضمني، و كيف كنت اجلس على وجهِكَ واتلوي، و... |
| Yüzüne mürekkep bulaştırıyorsun. | Open Subtitles | أنت تَحْصلُ على الحبرِ على وجهِكَ. |
| Bunu Yüzüne tak. | Open Subtitles | ضِعْ هذا على وجهِكَ. |
| Yüzünü göstererek, başına gelenleri anlatarak gücünü yeniden kazanacaksın. | Open Subtitles | بعرض وجهِكَ ويُخبرُ قصّتكَ، أنت تُعيدُ قوَّتكَ. |
| Yüzünü bir temizleyelim. | Open Subtitles | دعنا نَحْصلُ على وجهِكَ طهّرنَا. |
| Yüzünü cama dayamanı bekliyorlar, sonra kocaman bir " böö" yapıyorlar! | Open Subtitles | يَنتظرونَك لوَضْع وجهِكَ ... بالقربمن الزجاجِ،ثمّيَعطيك ! بصوت مرتفع بوو ... |
| Yüzünde kocaman bir kaktüs iğnesi var. | Open Subtitles | وأنت عِنْدَكَ a إبرة صبّارِ عملاقةِ بُرُوز وجهِكَ. |
| - Yüzünde kül var. | Open Subtitles | - يوجد رماديَ على وجهِكَ |
| Sen bu konuyu düşünürken o çirkin suratına oturmama ne dersin? | Open Subtitles | 20؟ ماذا عَنْ الجلوس على وجهِكَ الغريبِ لفترة بينما تُفكّرُ بشأن ذلك |
| Neden etrafta suratına çene asılmış biri gibi dolaşıyorsun? | Open Subtitles | حول ماذا تتجولين مَع الذي علّقَ نظرةَ على وجهِكَ. |
| - Ne? suratına karşı hakaret ettim. | Open Subtitles | أُهينُك إلى وجهِكَ. |