| Sizin zekanızda birinin seçebileceği başka yüzlerce kariyer varken bu dalı seçmiş olmanızın bir sebebi olmalı bazı duygusal sebepler var mıydı acaba? | Open Subtitles | لابد من وجود سبب لإختيارك هذا المجال من بين المئات من المهن التي شخص بمثل ذكاءك كان ليختار إحداها ربما؟ |
| Senden onunla konuşmanı istememelerinin bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود سبب لرغبتهم في عدم تحدثك معه |
| Tüm bu benzerliğin üçüncü bir sebebi olduğunu söylemiştim, bu aslında psikolojik bir sebep. | TED | الآن، سبق وذكرت وجود سبب ثالث لكل هذا التشابه، وهو في الحقيقة سبب نفسي. |
| Sicili olmamasının mutlaka bir sebebi vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد من وجود سبب لعدم وجود سجل لذلك. |
| Eminim ki, ondan hiç bahsetmemiş olmasının bir sebebi vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد من وجود سبب قوي جدا منعه من ذكرها من قبل |
| Kimsenin seni evlat edinmek istememesinin bir nedeni olmalı. Ayaklarından biri el şeklinde mi? | Open Subtitles | لابد من وجود سبب يمنع الجميع من تبنيك هل لديك قدم بشكل يد؟ |
| Ama içmenin bir nedeni olmalı Don. | Open Subtitles | - هذا يبدو مألوفا و لكن لابد من وجود سبب لشربك. |
| - ltiraf etmeliyim... ben de kalmak için bir sebep arıyordum, ama... | Open Subtitles | اعترف انني كنت اتامل وجود سبب لبقائي لكن |
| Fakat ortada emin olmanı gerektirecek bir şey yokken asla emin olmazsın. | Open Subtitles | إلا عند وجود سبب |
| Birileri bu adamı çöp sıkıştırıcısına attı. Bunun bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | أحدهم دفع الرجل لمطحنة النفايات لابد من وجود سبب |
| Böylesine kötü ihanet etmesi için bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | لا، ليخوننا بهذه الطريقة لا بدّ مِنْ وجود سبب |
| Eğer bu kadar endişeliysen bunun bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | إن كنت قلقاً لهذه الدرجة لا بد من وجود سبب |
| Eğer gördüklerim gerçekse bunun bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | لو أن ما لدي فعلاً رؤى تنبوئية لابد من وجود سبب |
| Ve bunu yapanın çok iyi bir sebebi olması gerekir. | Open Subtitles | كونها تعرف النتائج وتلك المرآة لا بد من وجود سبب جيد لتفعل ذلك |
| Nasıl ya da neden bilmiyorum ama eminim çok iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ولماذا، ولكنّي متأكّد من وجود سبب وجيه له |
| Ve senden saklamasının eminim bir sebebi vardır. | Open Subtitles | واني واثقة من وجود سبب لرغبته الا تعلمون عن الأمر أنابيث , انا لدي |
| Bir nedeni olmalı, faturayı ödedim. | Open Subtitles | ،لا بد من وجود سبب لقد دفعت الفاتورة |
| Onu öldürmek istemelerinin bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود سبب. لماذا شخص أراد قتله |
| Bu adamın seni ortadan kaldırmak istemesi için bir sebep olabilir mi? | Open Subtitles | لا بد من وجود سبب لكي يبعدك هذا الشخص عن الطريق |
| Fakat ortada emin olmanı gerektirecek bir şey yokken asla emin olmazsın. | Open Subtitles | إلا عند وجود سبب |