| Miller ölümünden Kısa bir süre sonra paylaşılmak üzere ailesine ve arkadaşlarına bir yazı yazdırdı. | TED | وما قام به ميلر هو أن جعل عائلته وأصدقاءه يكتبون تدوينة نشرت بعد وفاته بوقت وجيز. |
| Sosyal bilimlere gelince, burada Kısa zamanda yetkin kişi olabilme olasılığı vardır. | TED | والعلوم الإنسانية، حيث يمكن الحصول فيها في وقت وجيز على وضعية سلطة معرفية. |
| Bu gece mi? Anlaşılan seramoni taç töreninden sonra Kısa sürecek. | Open Subtitles | من المفهوم أن المراسم تعقب التتويج بوقت وجيز |
| Burada Kısa bir zaman geçirmiş olsam da yaşadıklarımı hiç bir zaman unutmayacağım. | Open Subtitles | على الرغم من وقتي هنا وجيز فقد كان ، بلا شك ، لا يمحى سوف أتذكر كل واحد منكم وأشكركم جميعا على عملكم الشاق |
| Orgazmın sadece Kısa bir anlık his. | Open Subtitles | القذف هو شعور وجيز. |
| Bir anlık kontrolünü mü kaybettin? | Open Subtitles | فاقدة السيطرة بشكل وجيز ؟ |
| Ama güller sadece Kısa süreliğine açar diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن الأزهار لا تبرعم ،سوى لوقت وجيز أفترض |
| Başlamadan Kısa bir süre önce DVD... ..kayboldu. Kayıp mı oldu? | Open Subtitles | لوقت وجيز قبل بدء الحفل كان القرص مفقوداً |
| Bu durumun garip olduğunu biliyorum, Kısa bir özet geçeyim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا صعب المراس، لذا سأبقيه وجيز. |
| Uydu görüntüsü dün liralık kamyonetin tesise girdiğini ve Kısa zaman sonrada oradan ayrıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | صور الاقمار الصناعية البارحة تُظهر الشاحنة المستأجرة تدخل للمنشأة ، وتغادرها بعد وقت وجيز |
| Bu yüzden onlar bitene kadar Kısa bir erteleme talep ediyorum. | Open Subtitles | لذلك حتى وقت انتهاء ذلك, اطالب بوقت مستقطع وجيز |
| Makamımda bulunduğum Kısa zaman diliminde hep birlikte olağanüstü trajediler deneyimledik. | Open Subtitles | ،في وقت وجيز كنتُ في منصب لقد واجهنا معًا كمية غير عادية من المأساة |
| Bu kadar Kısa zamanda bizi araya sıkıştırdığın için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | نقدّر جدا استقبالك لنا في ظرف وجيز |
| Kısa süre sonra sanatoryumda tedavi olurken vefat etti. | Open Subtitles | ماتت في جناح معالجة السلّ بعد حين وجيز. |
| Monitörlerinde Kısa süreli bir arıza olduğunu zannedecekler. | Open Subtitles | سيظنّون فقط أنّ الشاشات بها قصور وجيز. |
| Anneleri Ashura'yı doğurduktan sonra kendini toparlayamayıp Kısa süre sonra da bu dünyadan göçtü. | Open Subtitles | ...تكبّدت والدتهما صعوبة في النّقاهة بعد أن أنجبت أشورا وتُوفّيت بعد وقتٍ وجيز من ذلك |
| Bu kadar Kısa sürede gelebilmenize sevindim. | Open Subtitles | سعيد أنكم حضرتم إلى هنا في وقت وجيز |
| Biliyordum ki Kısa zamanda "restoranda yemek yiyen"den "çılgın en iyi arkadaş"a terfi edecektim. | TED | علمت حينها أنه ستتم ترقيتي في وقت وجيز من من دور "diner diner" إلى "wacky best friend (الصديقة المقرّبة الحمقاء)". |
| Bir anlık bir hata. | Open Subtitles | خطأ وجيز جدا |