| DNA ellerine geçmişse seni oradan çıkarma zamanı geldi. | Open Subtitles | هم اكتشفوا امر الحامض النووي وحان وقت ان نخرجك من هناك سوف نرسل لك فريقاً كي |
| Ben Sabretooth. Ve ödeşme zamanı geldi, tüy yumağı! | Open Subtitles | إنه سبرتتوث وحان وقت دفع الثمن يا كرة الفرو |
| Siyahların beyni yıkandı ve artık, kendileri hakkında bir şeyler öğrenmesinin zamanı geldi. | Open Subtitles | الرجل الأسود غسل دماغه وحان وقت له ليعلم شيء حول نفسه |
| Bulunduğumuz konumu sorgulama ve durup düşünme vakti geldi. | TED | وحان وقت جرد الحسابات لنتوقف للحظة ونفكر. |
| Bana ruhunu borçlusun, Jack Swallows. Ödeme vakti geldi. | Open Subtitles | انت تدين لي بروحك جاك سواليس وحان وقت الدفع |
| Hareket zamanı gelmiştir partide Patlayan flaşları görünce | Open Subtitles | فلاش الكاميرا وحان وقت العمل |
| Patlayan flaşları görünce Hareket zamanı gelmiştir partide | Open Subtitles | فلاش الكاميرا وحان وقت العمل |
| Ve anneni onun parıltılı pençelerinden kurtarma zamanı geldi! | Open Subtitles | وحان وقت إنقاذ أمك من مخالبه |
| Artık ona geri vermenin zamanı geldi. Hayır. | Open Subtitles | وحان وقت إرجاعه لها |
| Artık zamanı geldi. | Open Subtitles | وحان وقت استخدامها |
| ...ve yemek zamanı geldi. | Open Subtitles | وحان وقت العشاء |
| İkinci raundun zamanı geldi. | Open Subtitles | وحان وقت لدورةِ إثنان. |
| Bazı şeyleri netleştirme zamanı geldi. | Open Subtitles | هناكـ سر وحان وقت كشفه |
| Ve sakinleşme zamanı geldi! | Open Subtitles | وحان وقت الاطفاء يا رجل |
| Ve artık büyümenin zamanı geldi. | Open Subtitles | وحان وقت نضوجك |
| Ürün alma zamanı geldi Hank. | Open Subtitles | (وحان وقت النتائج يا (هانك |
| Onlara sadece iyi olduğunu söyle artık gitme vakti geldi. | Open Subtitles | فقط أخبرهم أن الأمر على مايراهم وحان وقت الرحيل |
| Işıkları kapamanın vakti geldi. | Open Subtitles | وحان وقت الانتهاء من الأمر برمته |