"وحدة العناية الفائقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yoğun
        
    Soğuk algınlığı yüzünden beni yoğun bakıma mı aldın? Open Subtitles جلبتني إلى وحدة العناية الفائقة لأجل زكام؟
    İyi görünüyordu. yoğun bakımdan çıkmış. Open Subtitles بخير على ما أظنّ خرجت من وحدة العناية الفائقة
    Birkaç saat önce yoğun bakımda öldü. Open Subtitles لقد مات في وحدة العناية الفائقة قبل ساعتين
    yoğun bakımdaki görevlilerin daha hızlı olması gerekmez mi? Open Subtitles ماهي السرعة المفترضة في وحدة العناية الفائقة ؟
    Doğruca yoğun bakım odasına gidiyor. Herhangi bir temasa geçmeyeceksiniz. Open Subtitles ستمرّ مباشرة إلى وحدة العناية الفائقة لن تتعرض لتماس
    Doğruca yoğun bakım odasına gidiyor. Open Subtitles ستمرّ مباشرة إلى وحدة العناية الفائقة لن تتعرض لتماس
    Hep yoğun bakımdaki bilgisayarlara ulaşmaya çalışıyor. Open Subtitles ظلت تحاول الوصول إلى الحواسيب في وحدة العناية الفائقة.
    Emniyet Müdürü ve Bayan Mahone yoğun bakımda başucunda bekliyor. Open Subtitles والآن المفوّض والسيدة (ماهون) قرب سريره في وحدة العناية الفائقة
    yoğun bakım ünitesine gelmemiş de. Open Subtitles هي لم تأتي الى وحدة العناية الفائقة
    Bir sonraki hatırladığım şey ise yoğun bakımda boğazımda bir trekeal tüp takılı olduğu ve James'in, yani kocamın belden aşağısının felç olduğuydu. Open Subtitles الشيء التالي الذي أتذكّره هو استيقاظي... لأجد أنبوب قصبة هوائية أسفل حنجرتي في وحدة العناية الفائقة وعرفت أنّ جيمس...
    Bir saat kadar sonra üstünü başını giymiş hâlde yoğun bakımdan gizlice çıktığını gördüm. Open Subtitles ‫بعد ساعة تقريباً ‫رأيته يتسلل من وحدة العناية الفائقة ‫"بملابسه الكاملة"
    Şu an yoğun bakımda. Open Subtitles ‫إنها في وحدة العناية الفائقة
    MR: Doğru. O dönemde haftalarca yoğun bakımda kaldı ve Bina ve ben hastanede kalacakları seçtik, diğeri ise çocuklarla ilgilenecekti ve ben hastanedeyden ve o uyuyorken, hastanenin kütüphanesine gittim. TED (مارتن): حقًا، فقد أمضت أسابيع ذات مرة في وحدة العناية الفائقة وشكلت أنا و(بينا) فريقين على أن يقوم أحدهما بالبقاء في المستشفى بينما يقوم الآخر برعاية بقية الأطفال أثناء وجودي في المستشفى،عندما تكون (جينيسيس) نائمة، كنت أذهب إلى مكتبة المستشفى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more