| Sen başkanı öldürmeye çalışan teröristlere yardım ve yataklık ettin. | Open Subtitles | لقد ساعدت وحرضت الإرهابيين والذي بعدئذٍ حاولوا قتل رئيسة الولايات المتحدة |
| Neden ortağınızın ve kız arkadaşınızın ilk davranışı suça yardım ve yatakçılık oldu? | Open Subtitles | حسناً، إذن لماذا الغريزة الأولى لشريكتك وصديقتك تكون بأنك ساعدت وحرضت مجرم؟ |
| Seni kendi evinde rehine olarak tuttum ve yemek odanda silahlı bir olay yaşanmasına neden oldum. | Open Subtitles | حبستك رهينة في منزلك وحرضت على إطلاق نار داخل حجرة طعامك |
| Milletimizi bölen ve kardeşi kardeşle karşı karşıya getiren bir savaşın sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | تظنين أن الحرب التي قسَّمت أمتنا وحرضت الأخ ضد أخيه مملة |
| ve bunların hepsini kaçak sevgilisine yardım ve yataklık ederken yapıyor. | Open Subtitles | كل هذا بينما ساعدت وحرضت حبيبتها المطلوبة |
| Birleşik Devletler tarafından aran biri. Tanınmış bir teröriste yardım ve yataklık yaptığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف انها ساعدت وحرضت ارهابى معروف |