| ve, kabul, yalan söylememeliydim ama asıl önem verdiğin o değil. | Open Subtitles | عليّ بسبب ذلك, حسناً ؟ وحسناً, لم يكن عليّ الكذب عليكِ لكن لأكون صادقاً, ليس هذا ما تهتمين به |
| Dikkatim dağılmamalı ve sen dağıtıyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل اي الهاء . وحسناً انت الهاء |
| Öncelikle bu 12 dolar ve peki bir daha benden çıt çıkmayacak. | Open Subtitles | في البداية هذه ١٢ دولار وحسناً لن تسمعوني أتحدث بعد الان |
| ve müzik, sadece nereye götürebileceğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | وحسناً, الموسيقى, أنت لا تعلم إلى أين قد تقودك |
| Okuldaki bir yas toplantısına gidiyorum, ve diger aileleri görmen gerek. | Open Subtitles | أنا ذاهبة لجمع حزين في المدرسة وحسناً ، ينبغي عليكِ رؤية الآباء الآخرين |
| Onlardan bilgi istedim, onlara koruma sözü verdim ve başarısız oldum. | Open Subtitles | طلبت منهم الإدلاء بشهادتهم ووعدتهم بالحماية وحسناً ، لقد فشلت في ذلك |
| Ayrıca o çok düzenli, hırslı, çalışkan ve şey, ben de benim. | Open Subtitles | إضافةً إلى، فهي مُنظّمة فعليّاً ... وطموحة، ولديها هدف وحسناً... أنا كما أنا |
| Benim gibi birisini bir daha bulamayacağını düşündüğünü biliyorum ve haklısın. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تعتقدين أنكِ لن تجدي شخصاً مثلي مُجدداً وحسناً ... أنتِ مُحقة بشأن ذلك |
| Şey... sen haklısın... ve tamam. | Open Subtitles | إذن، كنت محقاً، وحسناً |
| Ben söyledim ve iyi ki söyledim. | Open Subtitles | فعلت، وحسناً ما فعلت |
| Ben söyledim ve iyi ki söyledim. | Open Subtitles | فعلت، وحسناً ما فعلت |
| ve işte buradasınız. | Open Subtitles | وحسناً, ها نحن ذا |
| ve sonra da... gerisini biliyorsunuz işte. | Open Subtitles | ...وحسناً تعرفون البقيه |
| ve, sanırım... | Open Subtitles | وحسناً... |
| Dediğiniz gibi ona göz kulak oluyordum, ve... | Open Subtitles | وحسناً ... |
| ve Jim. | Open Subtitles | وحسناً (جيم) |