| Tüm kariyerim, tüm hayatım o kürsüde oturmak üzerine kanun üzerine, kanunu takip etmek üzerine kurulu. | Open Subtitles | سنوات مهنتي وحياتي كلها تتمحور حول اعتلاء منصة القضاء تتمحور حول القانون. حول اتباع القانون لا يمكن أبدًا أن... |
| Ve tüm hayatım seni kollamakla geçti. | Open Subtitles | وحياتي كلها كانت تدور حول حمايتي لكِ |
| Ve benim tüm hayatım ise ayrıntılı bir şekilde planlanmıştı. | Open Subtitles | وحياتي كلها كانت قد رسمت لي |
| Yani, tüm bu zırvaları aştın sanmıştım 5 milyon doları ve tüm hayatımı kaybetmeyi aştığımı mı düşündün? | Open Subtitles | أقصد , لقد ظننتك تخطيت كل هذا الغباء ظننت أني تخطيت خسارة 5 مليار دولار وحياتي كلها ؟ |
| Evliliğimi, tüm hayatımı. | Open Subtitles | زواجي ، وحياتي كلها. |