| Bizde burada çoğunlukla yalnızız. | Open Subtitles | نحن هنا وحيدون فى الغالب ايضا لو اننا محظوظون |
| Bu kayalıklarda dolaşırken yalnızız, Cliff. | Open Subtitles | نحن وحيدون مهما سافرنا على هذا الكوكب, كليف |
| Bu kayalıklarda dolaşırken yalnızız, Cliff. | Open Subtitles | نحن وحيدون مهما سافرنا على هذا الكوكب, كليف |
| Şişmanlar, sıskalar, uzunlar, beyazlar en az bizim kadar yalnızlar. | Open Subtitles | الناس الطوال, الناس ذو البشرة البيضاء إنهم وحيدون مثلنا تماماً |
| 7/24 bağlantıdayız; buna rağmen kaygı, korku, depresyon ve yalnızlık tüm zamanların en yüksek seviyesinde. | TED | ونحن متصلون على مدى الساعة فيما بيننا .. ولكننا رغم هذا قلقون خائفون .. محبطون .. وحيدون انه الوقت المناسب |
| Bu dünyada yapayalnız olduğumuzu fark ettiğimiz an. | Open Subtitles | تلك اللحظة التي ندرك بها أننا وحيدون في هذا العالم |
| Orada yapayalnızlar ve kimse bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | هم وحيدون هناك في الخارج وليس هناك من يفعل أي شيء حيال ذلك |
| Galakside Dünya benzeri, milyarlarca yaşanabilir gezegen var ne var ki yalnızız. | Open Subtitles | هُناكَ مليارات العوالم الصالحة للعيش الشبيهة بالأرض موجودة في المجرة, إلا أننا وحيدون. |
| Biz gecelerin yaratıkları, hep yalnızız. | Open Subtitles | نحن وحيدون ، نحن مخلوقات الليل |
| Kiminle olursak olalım yalnızız. | Open Subtitles | أيًا كان مَن بصحبتنا. فنحن وحيدون. |
| Sanırım yalnızız. Daha iyi bir dünyada seninle evlenirdim. | Open Subtitles | أعتقد أننا وحيدون الآن بِعالم أفضل.. |
| Daha sonra dedi ki bence şimdi yalnızız ~ | Open Subtitles | وبعدها تقولين ، أعتقد أننا وحيدون الآن |
| yalnızız ve birbirimize ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن وحيدون بحاجة إلى بعضنا البعض |
| Biz insanlar bir neden yüzünden dünyada yalnızız. | Open Subtitles | نحن البشر وحيدون في هذا العالم لسبب. |
| MIT'den Sherry Turkle'ın sosyal medya hakkında yazdığı kitabının adının ''Birlikte yalnızız'' koymuş olması bir kaza değil. | TED | لم تكن صدفة أن سمت شيري تركل من جامعة إم آي تي الكتاب الذي ألفته عن تأثير مواقع التواصل الاجتماعي " وحيدون مع بعضنا البعض." |
| Sen ve ben yalnızız. Yalnız. | Open Subtitles | أنا وأنت وحيدون , وحيدون |
| Bu zavallı ölüler, terk edilmiş ve yalnızlar. | Open Subtitles | هؤلاء الموتى المساكين مهجورون و وحيدون. ليس لديهم أحد يسأل عنهم، أو يصلي لهم. |
| Çok yalnızlar. | Open Subtitles | أعتقد انهم وحيدون |
| O kadar yalnızlar ki. | Open Subtitles | أنهم وحيدون جداً |
| "Yalnızdılar ama odaya kilitlenmişlerin düşündüğü yalnızlık gibi değildi. | Open Subtitles | لقد كانوا وحيدون و لكنهم لم يكونوا وحدهم ، لأن الذين ينغلقون فى حجرة ، يظنونها وحدة |
| Bu karanlık dünyada tümüyle yapayalnız. | Open Subtitles | كلنا وحيدون في هذا الظلام ظلام العالم |
| Artık düşleri yok onların. Bomboş ve yapayalnızlar. | Open Subtitles | لم يعد لديهم أحلام إنهم فارغون و وحيدون |
| - # I think we're alone now # - Korsak. | Open Subtitles | - # اعتقد أننا وحيدون الآن # كورساك) |
| yapayalnızız. yapayalnızız bu dünyada. | Open Subtitles | نحن جميعا وحيدون نحن جميعا وحيدون في هذا العالم |
| Açık havasından ötürü, 2020 yılına kadar Dünya'nın en büyük teleskoplarının yüzde 60'ı Atakama'ya yerleştirilecek. Herkes yıldızlara bakıp ''Acaba yalnız mıyız?'' sorusunu yanıtlamaya çalışırken, | TED | بسبب سمائها الصافية، بحلول عام 2020، 60% من أكبر التلسكوبات على الأرض سيتم وضعها في أتاكاما، وفي حين أن الجميع سيبحثون بين النجوم للإجابة على السؤال "هل نحن وحيدون في الكون؟" |