| Boş bulmayı umarak eve girdim ve annemlerin yatak odasından bir ses duydum. | Open Subtitles | ودخلت المنزل متوقعًا ألا أجد أحد به وسمعت صوت قادم من غرفة والديّ |
| Ben de içsel bir arayışa girdim, Afrika'da bir psikiyatrist olarak rolümün ne olduğu üzerine kafa yordum. | TED | ودخلت في حالة بحث عن الذات، في محاولة فهم دوري كطبيب نفسي في أفريقيا. |
| Sıcaktan, ayakkabılarımı çıkardım ve pantolonumu sıyırıp suya girdim. | TED | وبسبب الحرارة، كنت قد نزعت حذائي، وطويت أطراف سروالي، ودخلت إلى الماء. |
| Eğer şu an ona bir otobüs çarpsaydı ve buraya ambulansla gelseydi şu an sorgusuz sualsiz operasyona alınırdı. | Open Subtitles | لو كانت قد صدمت بحافله ودخلت هنا بسيارة الأسعاف لكانت في غرفة العمليات الأن, من غير المرور بتلك الأسألة |
| Görev yerinden ayrıldın, caddeden ayrıldın, İzin almadan okul bahçesine girdin, bu daha başlangıç. | Open Subtitles | أنت تركت مكانك في الشارع ودخلت المدرسة بدو إذن |
| Kurşun kalbe girmiş, ana atardamardan kalça damarına girip aşağı inmişti. | Open Subtitles | الرصاصة اخترقت القلب ودخلت في الشـريان الاروطي بعدها دخلت في الحوض ثم وجدتها في شـريان الفخذ |
| Anahtarı Mary buldu, kapıyı açtı ve içeri girdi... | Open Subtitles | ولقد فتحت الباب ودخلت |
| Formu elime aldım, göz attım ve kapının kolunu çevirip odaya girdim. | TED | تسلمت ذلك الجدول بيدي وراجعته وأدرت مقبض الباب ودخلت الغرفة |
| ve onların ön ürün tesislerine girdim, ve aynı benim dükkanımdı, sadece daha büyük, aynı aletler, aynı şeyler. | TED | ودخلت مقر النماذج لديهم وهو تماما كورشتي، ولكنه أكبر نفس الأدوات، نفس الأشياء |
| Terasta yürüdüm, evin içine girdim. | Open Subtitles | تمشّيت فى التراس, دخلت المنزل, ودخلت غرفتك |
| Geçen yıl çok kötü oldum, komaya girdim, inanmazsınız, ama bütün bu olanları önceden yaşadım: | Open Subtitles | ساءت صحتي العام الماضي ودخلت في غيبوبة لن تصدقني، لكنني عشت كل هذه الأحداث وجربتها |
| CPU'sunu hack'ledim ve sonra ana işletim sistemini devre dışı bıraktım ve komut bölümüne girdim. | Open Subtitles | لقد دإخترقت وحدة تشغيله المركزية ومن ثم تجاوزت أنظمته الأساسية العاملة ودخلت أجهزة برمجته |
| Bak, arabanın içine girdim ve sıkıştım. | Open Subtitles | اسمع, فقد سبحت ودخلت السيارة وعندها علقت بداخلها |
| Ama nihayet buradayım, şu kapıdan içeri girdim. | Open Subtitles | لكن في النهاية جئت إلي هنا ودخلت من الباب |
| Sonuç olarak Louisburg, Kuzey Carolina'ya gittim. Amerika'nın güneydoğusu, ve ıslık dünyasına adım attım. | TED | فذهبت إلى لويس بيرغ , شمال كارولينا جنوب شرق الولايات المتحدة ودخلت عالم الصفير. |
| aynı zamanda dünya şampiyonasına, ve 2004 yılında kazandım. | TED | ودخلت أيضا في بطولة العالم وفازت هناك في 2004. |
| Üç ay boyunca yapay akciğerle yaşadım ve üç sene boyunca hastaneye girip çıkarak yaşadım. | TED | كنت في حافظة حديدية لمدة ثلاثة أشهر ودخلت وخرجت من المستشفى بشكل متكرر لمدة 3 سنوات. |
| Notların düştü ve 1992'de hırsızlıktan ıslahevine girdin. 1994'te hapse girdin. Bu kez gerçek hapse. | Open Subtitles | وتم اعتقالك بعام 92 بتهمة السرقة، ودخلت السجن عام 94، سجن حقيقي هذه المرة |
| Birinin kartını çaldın ve karantinadaki bir hastanın odasına girdin. | Open Subtitles | لقد سرقت بطاقة ودخلت في غرفة مريض وهو في الحجر الصحي |
| Sanki paralaks birliğinden ayrılıp alacakaranlık kuşağına girmiş gibiyim. | Open Subtitles | أشعر وكأنّي تركت منظمة "السراب" ودخلت لمنطقة "الشّفق". |
| Yüzlerce polis var ve özel harekat içeri girdi. | Open Subtitles | ودخلت سرية البي تي يو المبنى |
| Herkes dirilmeye mi başladı yoksa çoktan ölüp cennete mi gittim? | Open Subtitles | هل عاد الجميع من الموت أم أني مت بالفعل ودخلت الجنة؟ |