| Ve o çıldırmadan önce beni yere indirmen gerektiğini biliyordun. | Open Subtitles | ولكنك أحسست بالامر ودفعتني الي الارض قبل ان يصاب بالجنون |
| Birden korktu ve beni itip merdivenlere doğru koşmaya başladı. - Yüzünü görebildiniz mi? | Open Subtitles | حسناً، لقد روّعت فجأة، ودفعتني وهربت صوب السلالم. |
| Onun için yeterince iyi olmadığını söylediğimde nasıl çıldırıp beni sokakta dövdüğünü anlattım. | Open Subtitles | وكيف جُن جنونك، ودفعتني في الشارع، عندما أخبرتك أنك لست مناسب لها. |
| Kat zaten beni kendi evimde itip kaktı bu yüzden cehennemdeki o zebaniler çoktan salıverildi zaten. | Open Subtitles | اتعلم, كات كانت هنا ودفعتني بقوة في منزلي اذاً, الـ , تعلم ذلك, كلب الجحيم او اياً كان قد انطلق او تحرر |
| Hal böyleyken yaşlılardan birisi yanıma geldi ve beni yolun kenarına itip şöyle dedi, "Geçmeyi düşündüğün zaman, bastonunu yola doğru uzat. | TED | لذا جاءت إحدى المسنات ودفعتني إلى زاوية الرصيف وقالت: "عند شعورك بأن هذاهو الوقت الأمثل للعبور، ضعي العكاز أمامك |
| Bildiğin halde, beni daha fazla zorlamaya devam ettin. | Open Subtitles | لقد علمت ، ودفعتني لفعل المزيد |
| Baba, sen sürekli beni zorladın. | Open Subtitles | ابي، لقد دفعتني ودفعتني. |