| Sanırım dost olmak için biraz erken. dostça davranmak, bunu yapabilirim. | Open Subtitles | الودّية، يمكنني أن أتصرف على هذا النحو، يمكنني أن أكون ودوداً |
| Laubali ol, ancak dostça davranma. | Open Subtitles | هذه هي القاعدة الذهبية مألوفاً لكن ليس ودوداً |
| Orada orospu çocuğuna arkadaşça davranmaya çalıştım adamım, sanki ben yokmuşum gibi davrandı, sanki bir bardak suymuşum gibi. | Open Subtitles | أُحاولُ أن أكونَ ودوداً معَ ذلكَ الحقير و هوَ ينظرُ إلي كأني لستُ موجوداً، كأنني كأسُ ماء أو ما شابَه |
| Elinden geldiğince arkadaşça davran. Onu korkutmak istemiyorum. | Open Subtitles | لذا حاول أن تكون ودوداً بقدر المستطـاع لا أريد أن نخيفـه |
| Pek arkadaş canlısı görünmüyor. - Öyle değil de ondan. | Open Subtitles | لا يبدوا ودوداً جداً - هذا لأنه ليس كذلك - |
| Onu duyunca epey dost canlısı oldun, değil mi? | Open Subtitles | هذا القدر جعلك ودوداً للغاية، أليس كذلك؟ |
| Çok nazik davrandınız. Tüm bilmek istediklerimizi anlattınız. | Open Subtitles | لقد كنت ودوداً معنا لقد أخبرتنا بكل ما أردنا معرفته |
| Sadece muayene. samimi olabilirsin. | Open Subtitles | إنه مجرد فحص طبي يمكنك أن تكون ودوداً |
| Bak, bu gerçekten yapmak istediğim şey değil. cana yakın olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنه شيئ لا أود القيام به حقاً أحاول أن أكون ودوداً. |
| Bize göre, davamıza dostça yaklaşmayan bir basın mensubuyla görüşmeniz plânlanmış. | Open Subtitles | نحن نتفهم انك كان لديك موعد لمقابلة مع عضو من الصحافة والذي بدوره ليس ودوداً مع قضيتنا |
| Birileri bana biraz nezaket gösterip dostça bir "merhaba" der ya da gülerse moralim gerçekten çok düzelecektir. | Open Subtitles | إذا كان هناك شخصاً ما يستطيع أن يظهر لي قليلاً من اللطف شخصاً ودوداً يرحب بي أو حتى يبتسم لي أنا متأكدة من أن هذا كان ليرفع معنوياتي كثيراً |
| Bütün bu şaheserleri kendinize saklamak hiç dostça değil. | Open Subtitles | - حبس كل هذه العبقرية , ليس أمراً ودوداً , أتعلم |
| Bu ona dostça yaklaşmamanı gerektirmez. | Open Subtitles | ما يزال، لا يعني ذلك أن لا تكون ودوداً |
| Birine arkadaşça davranmayı öğretmek yapılacak en arkadaşça şeydir. | Open Subtitles | اتعلمين تعليم شخص ان يكون ودوداً هو اكثر الاشياء ودية |
| Belki de ona arkadaşça davranmalısın, bağlantı kur onunla. | Open Subtitles | لرُبما عليكَ فقط ، أن تكون ودوداً ، وتتواصَل معها |
| Çok arkadaş canlısı davranma. Bizimle yakınlaşmayacak. | Open Subtitles | لا تصبح ودوداً جداً هو لن ينتقل للأقامة معنا |
| Bundan eminim, ama arkadaş canlısı biri de değil. | Open Subtitles | بالتأكيد، لكنه ليس ودوداً وعطوفاً. |
| Korktum, kendime arkadaş canlısı birini bulmalıyım. | Open Subtitles | خشيتُ أن أجد رجلاً ودوداً |
| Limanda dost canlısı olmayan bir yetkiliyi halletmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي الاهتمام بضابط في الميناء لم يكن ودوداً |
| Aslında bana biraz dost canlısı geldi. | Open Subtitles | أتعلم، يجب أن أقول أنه كان ودوداً معي |
| Çok nazik davrandınız. Tüm bilmek istediklerimizi anlattınız. | Open Subtitles | لقد كنت ودوداً معنا لقد أخبرتنا بكل ما أردنا معرفته |
| Buradaki gibi. Ufak bir tebessüm daha samimi görünebilirdi. | Open Subtitles | هنا مثلاً ابتسامة فحسب ستجعلك ودوداً |
| Demek istediğimiz aynı anda hem tehlikeli hem de cana yakın olman ayrıca alıngan ve sevimli olman. | Open Subtitles | كل ما نقوله ، كن خطراً لكن ودوداً كن لطيفاً لاذعاً |
| İkiyüzlü soytarının biri olup da önüme gelene dostluk yeminleri edersem şunu bunu kucaklayıp pohpohlayıp arkasından ağzıma geleni söylersem el alemi tavlamaya çalıştığımı görürsen,.. | Open Subtitles | إذ تراني شخصاً ودوداً أقطع على نفسي عهود الصداقة وأقدم ودّي لكل من يطلبه وإذا كنت تظن أني أتزلف الناس، |
| Artık kimse dost değilmiş gibiydi. | Open Subtitles | لم يعد أحد ودوداً |