| Hotantolar buradakiler kadar dost canlısı değil, biliyorsunuz. | Open Subtitles | أن الشعب الأفريقي ليس ودودين كهؤلاء هُنا، أتعرف ذلك. |
| - Çok dost canlısı gibiydiler. - Yabanilerin tarzı bu. | Open Subtitles | لقد بدوا ودودين - هذا هو اسلوب الهجيين البرابره - |
| İyi görünümlü insanlar her zaman daha arkadaş canlısı olarak değerlendirilmiştir. | TED | اشخاص وسيمين يكون الحكم عليهم دائما بانهم ودودين. |
| Sadece samimi olmak istiyoruz. Ne, seni korkuttuk mu yoksa? | Open Subtitles | نود أن نكون ودودين فقط، هل نخيفك أو ما شابه؟ |
| dostça davranarak ve sohbet ederek onu ölmüş babam gibi giydirerek değil. | Open Subtitles | قصدت أن تكونوا ودودين تتكلمون معه بمواضيع بسيطة ليس إلباسه كوالدي المتوفي |
| Barışçıl ve dostane olmamız gerektiğini anlaman lazım. | Open Subtitles | كما ترى ، نحن نريد أن نكون مسالمين ودودين |
| - Onların cana yakın olduklarını sandım. - Bir deneyin parçası durumundalar. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أنهم ودودين إنهم جزء من تجربة |
| Taşralı o. Taşralılar dost canlısı olur. Burada ne yapıyorsun sen? | Open Subtitles | إنه من هذا البلد وأهل البلد يبدون ودودين |
| İhtiyarlar, gayet dost canlısı görünürler, ama onlara gerçekten güvenebilir misiniz? | Open Subtitles | المسنّون يبدون ودودين بما فيه الكفاية، لكن هل يمكن أن تأتمنُهم حقاً ؟ |
| Bayanlar ve baylar, bizler dost canlısı mahallenizin dost canlısı olmayan banka soyguncularıyız. | Open Subtitles | ، سيداتي وسادتي نجن جيرانكم الودودين سارقي البنوك عدا أننا لسنا ودودين |
| - Tamam. arkadaş canlısı taştan insanlarmış gibi davranmayı seviyorum. | Open Subtitles | حسناً, أحبّ أن أتظاهر أنّهم أناسٌ حجريّون ودودين |
| Bak bakalım şu masadaki insanlar arkadaş canlısı mı. | Open Subtitles | أنت , أذهب لكى تعرف ما اذا كان الناس على هذه الطاوله ودودين |
| Elektriklerini kullanmamıza izin veren arkadaş canlısı insanlardı. - Teşekkür etmiştik onlara. | Open Subtitles | به أشخاص ودودين قد دعونا نستخدم الطاقة لديهم، أشخاص قد شكرناهم على ذلك |
| Hey, samimi olmadan önce, şu ağda takılmış olmam hakkında bir şey yapsak? | Open Subtitles | مرحباً , قبل أن تكونوا ودودين هنا ماذا عن فعل شيئ بخصوص هذه الشبكة ؟ |
| Bana böyle şeyleri gösterme Oshodi, o kadar samimi değiliz. | Open Subtitles | لا تريني أشياء مثل هذه يا شادي تعلم أننا لسنا ودودين هكذا |
| Amcam, bir şeyler satmaya çalışmadıkça pek samimi olmadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | عمي يقول أنهم ليسوا ودودين تماما, حتى يحاولوا أن يبيعوك أشياء. |
| Kendi şirketini kontrol edemedi. Getirdiği birkaç kişi dostça davranmadı. | Open Subtitles | لذا فهو فعليا لا يملك الفندق وبعض المسؤولين بالبنك ليسوا ودودين معه |
| -Vas mı? Ruslara da, dostane birilerine de benzemiyorlar. | Open Subtitles | لايبدون روس، لكنهم لا يبدون ودودين |
| cana yakın insanlar gibi görünüyorlardı ve niyetlerinin ne olduğu hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | كانوا يبدون ودودين ولم يخطر ببالي، ما كان يدور في ذهنهم |
| Bilmiyorum. Sanmam. Sıkı fıkı bir havaları vardı. | Open Subtitles | لا أعرف ، أنا لا أعتقد ذلك إنهم بدوا ودودين |
| Bu insanları tanımıyorum... ve pek dost tiplere benzemiyorlar! | Open Subtitles | لا أعرف هؤلاء الناس ولا يبدون ودودين |
| Korkunç derecede samimiler, senle köpeğin gibi. | Open Subtitles | ودودين بطريقة غريبة، مثلك أنت و كلبتك. |
| Ki bu da seni suratının tam ortasından vurmalarının ardından kamyonete kelepçelenmiş garibana pek arkadaşça davranmayacakları anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنهم بعد إطلاق النار عليكي لن يكونوا ودودين معي لو قتلوني |
| Sevimlilerse, kendi akılları olmuyor. | Open Subtitles | إن كانوا ودودين فيسهل التحكم بهم ولا يفكرون أبداً |
| Gayet düzgünüz, sıcakkanlı insanlarız hepimiz. | Open Subtitles | نحن لطيفان، سنكون ودودين |