| Daha zeki birisini tanımıyorum, ayrıca sinema konusunda da bir dahi... | Open Subtitles | إنه ذكي بما فيه الكفايه .. وذكي أيضاً في الأفلام .. |
| Will sadece internetten aptalca oyunlar oynayan zeki bir çocuktur. | Open Subtitles | ان ويل مجرد طفل موهوب وذكي يلعب العابا على الانترنت |
| Sen çok iyi eğitim görmüş ve oldukça zeki birisin. | Open Subtitles | أنت متعلم تعليماً جامعياً وذكي الى حد ما أيها الشاب |
| Çok akıllı olmak kolay değil bazen insnların ne dediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | شاعراً وذكي جداً بعض الأحيان الناس لا تعرف عن ماذا أتكلم |
| çok güce gereksinimi var. Ve o kadar akıllı ki, tümleşik bir enerji verimlilik planına sahip. | TED | ليبقي على هذه القوة. وذكي جداً لدرجة أنه يمتلك خطة كفاءة طاقة خاصة به. |
| Sen, Chris, diğer yanda, zekisin, kabiliyetlisin, | Open Subtitles | أنت يا كريس.. من الناحية الاخرى موهوب وذكي |
| Sıradan, zeki, makul, iyi bir aileden gelen bir adam. | Open Subtitles | كان مجرد رجل أعتيادي رجل عاقل ,وذكي من عائلة جيدة |
| Fakir, hassas ve zeki bir genç bayla tanıştık. | Open Subtitles | لقد قابلنا شاب كان فقيراً وحسّاس وذكي للغاية. |
| Bir erkek nasıl etkileyici, zeki, iyi konuşan... utangaç ama etkileyici ve aynı zamanda... güçlü olup... bu dünyada yalnız olabilir? | Open Subtitles | كيف لرجل جذاب وذكي ومتحدث خجول فى اغلب الأحيان ومغرى لدرجة كبيرة .. ومتماسك |
| Onun bilgili ve zeki olmasını istiyorsun, ama aslına bakarsan o ne bilgili ne de zeki. | Open Subtitles | تريدنه ان يصبح. رفيع الذوق وذكي. لكنه في الحقيقة. |
| Ama aralarında hepsinden daha zeki ve şaşırtıcı olan bir tanesi var. | Open Subtitles | لكن هناك واحد الذي أكثر مراوغة وذكي من كلّ البقية. |
| Bunun yerine, O inanılmaz şekilde zeki olan genç bir çocuk. Haklısın. | Open Subtitles | بالمقابل، أنّه شاب طبيعي في سن المراهقة وذكي بشكل لا يصدق. |
| Ve çok zeki, tatlı ve seksi olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | وأنا سعيدة جدا لأنه رحيم وذكي وعذب وجنسي. |
| Vahşi, seksi ve zeki ama kadınlara karşı nazik ve kendinden emin. | Open Subtitles | واحد متوحش , وذكي وجذاب , لكنه لطيف مع النساء وواثق من نفسه |
| Sen nüktedansın, akıllı birisin ama komiklik farklı. | Open Subtitles | أظنك نبيه وذكي لكن الضحك مختلف , الضحك شيء |
| Eğer Gordon senin ne kadar güzel seksi ve akıllı olduğunu görmüyorsa tam bir ahmaktır. | Open Subtitles | ساره، إذا جوردن لا يستطيع الإخبار إنّه لأمر جميل ومثير جنسيا وذكي أنت , ثمّ هو أبله. |
| Orada yazar bir arkadaşı var, çok akıllı. | Open Subtitles | لديها صديق هناك كاتب ألماني، وذكي جدا. |
| akıllı ve zekisin ki ikisi aynı şey değildir ve aynı anda çok az insan bu iki özelliği taşır ama sen öylesin. | Open Subtitles | وذكي وحكيم والذي يفتقده الكثير الجميع لايمتلكون هاتين الصفتين بينما انت تمتلكها |
| Yakışıklı, yüksek kalitede, akıllı, idealist ve enerjik bir sosissin. - Cy.. | Open Subtitles | أنت طبق وسيم وذكي ومثالي وذو كفاءة عالية ومليء بالنشاط |
| Cidden, beraber yürüdük. Olgunsun, zekisin, gizemlisin. | Open Subtitles | أنا جادة، سوف أدخل معك أنت بالغ وذكي وغامض |
| Ama bunu Franco'ya yapamazsınız. Franco çok zekidir. | Open Subtitles | لكن لا تستطيع عمل هذا مع (فرانكو) (فرانكو) جميل وذكي |
| Bence harikasın sevimlisin, akıllısın... ve seni seviyorum. | Open Subtitles | وانا ارى انك لطيف وذكي وانا احبك |
| Düşünsene... Zenginim, zekiyim bir film yıldızı gibi görünüşüm var. | Open Subtitles | فكري بالأمر، أنا ثري وذكي وابدوا مثل نجم أفلام |
| Hiç çekici olmayan bir çekilde beceriksiz ve zekiydi. | Open Subtitles | أنه صعبُ المراس كلياً وذكي على الأقل بطريقة جذّابة. |