| Belki de bir çeşit deneysel zanaat o geride kaldı. | Open Subtitles | ربما هو نوع من التجريبية الحرفية التي حصلت تركت وراءها |
| Sonraki bir saat içinde, avcı yavaşça geride sadece iğrenç kalıntılar kalıncaya kadar erkeğe kan kaybettirir. | TED | إذ أنها في الساعة التالية تمص دم هذا الذكر ببطء تاركةً وراءها بعض البقايا الملطخة بالدماء. |
| Arabaya binip gelebilir ya da peşinden sürüklenirsiniz. sizin seçiminiz. | Open Subtitles | بامكانكما أن تركبا في العربة أو أجركما وراءها انه خياركما |
| Onun peşinden gitmememin sebebi, senin beni sürekli zorlamandı. | Open Subtitles | تعرف شيئاً؟ سبب عدم سعيي وراءها لأنك كنت تحفزني دوماً |
| Birçok efsane, ardında 4 metrelik yanık izi bırakmaz. | Open Subtitles | معظم الأساطير لا تترك وراءها علامات حرق بـ 12 قدم |
| Bir yetişkin olarak, biliyoruz ki bir kere iştahınızı kestiğinizde arkasından hemen bir tane daha geliyor. | Open Subtitles | كراشدين، نعلم أننا حتى وإن أفسدنا شهيتنا، فإن ثمة شهية أخرى قادمة وراءها |
| Lakin burada arkasına saklanacak masalar, pahalı takım elbiseler yok. | Open Subtitles | وهنا لا يوجد مكاتب للاختباء وراءها لا بدلة غالية |
| Fakat, bunu yapmak için sadece üç günümüz vardı, ve elimizdeki tek kumaş başka bir mukimin geride bıraktığı yatak kılıfıydı. | TED | ولكن كان لدينا ثلاثة أيام فقط لصنعه، والنسيج الوحيد الذي نملكه كان غطاء لحاف قديم تركته أحد المقيمين وراءها. |
| Giderken herşeyi geride bırakabildiğiniz bir yer. | Open Subtitles | وكان المكان الذي يوجد فيه جميع العلامات لم تخلف وراءها |
| ama altta, bir manyetik gölge, yani, geride kalmış veri parçacıkları bulmayı başardım. | Open Subtitles | ولكن هنا هناك المغناطيسي ظلال تحتها , قطعة من البيانات تركت وراءها إن كنت قادرا على العثور عليها. |
| Böylece, kimse yaptığı işte geride kalmayacak, çünkü geride kalacakların başlama şansı bile olamayacak. | Open Subtitles | حتى يحصل اليسار لا أحد وراءها , انهم فقط لا تبدأ لتبدأ. |
| Hala feromonun etkisi altındaki karıncalar kelebeğin geride bıraktığı boş kabuğa tırmanıyor. | Open Subtitles | ومازال يُفتن النمل من آثار الفيرومون الملتصق بالصدفة الفارغة التي خلّفتها الفراشة وراءها. |
| Delme işinde kullanmak üzere matkabını da peşinden sürüklüyor. | Open Subtitles | تسحب وراءها أدواتها للكسر والاقتحام، مثقاب. |
| Her kopma, erkeklerin peşinden gittiği bir dişi tarafından yönlendiriliyor. | Open Subtitles | تتقدّم كلّ مجموعة أنثى، ويتهافت الذكور وراءها. |
| Sana yine de sormak istedim çünkü sonuçta peşinden koşulan hep Terry olurdu. | Open Subtitles | ولكنى اريد ان اسألك على اى حال,لأنه... ا لأنها تيرى هى التى يسعون وراءها عادة |
| ardında bir sürü bakteri ve salya kalır. | Open Subtitles | . تترك وراءها الكثير من البكتيريا و اللعاب |
| Biz sizi kum tepesinin ardında bekliyor olacağız. | Open Subtitles | ترى تلك الكثبان الرملية نحن بحاجة للحصول على وراءها. |
| Önce, ardında bir lif bırakarak aşağı iner. | Open Subtitles | أولاً، تهبط ساحبة خيطاً وراءها. |
| Dinletin, kamyon beş dakika önce yola çıktı yani eğer arkasından koşmak istiyorsanız... | Open Subtitles | اسمع، الشاحنة غادرت بالفعل منذ 5 دقائق . . لذا إذا لم تكن تريد أن تركض وراءها |
| Bu hayalet hikayelerinin arkasına saklanıyorsun...... | Open Subtitles | بدلا من قصة الأشباح التى تختفي وراءها |
| Dağlara doğru giderken, kalabalığın önünde kazandığı birinciliği arkasında bırakıyor. | Open Subtitles | بينما هي ماضية عبر الجبال، إنها تترك وراءها نصرها الشعبي. |
| Açıkcası işin bütün matematiğini anlatacak kadar vaktim yok, ama bunun altında yatan sosyal ağ örgüleridir, çünkü bu bir evrensel olgudur. | TED | حسناً, إنني لا املك الوقت الكافي لإخباركم عن كل هذه الحسابات ولكن يمكن التننويه عن أن الشبكات الإجتماعية كامنة وراءها وذلك لأنها ظاهرة كونية |
| Kızının peşinde de değildim. Doktor'u bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لست منحرفاً أو ما شابه، لم أكن أسعى وراءها |
| Kuşlar sabahın erken saatlerinde çağlayanı arkalarında bırakıp böcek yakalamaya gidiyor. | Open Subtitles | في الصباح الباكر, تترك الطيور الشلالات وراءها عندما يبدأونَ بصيد الحشرات. |
| Arkalarındaki çirkin gerçeği açığa çıkarıyor. | Open Subtitles | "بل يكشف الحقيقة القبيحة وراءها" |