| Neyse "Rüzgar hep arkanda ve güneş hep yüzünde olsun. | Open Subtitles | على كل حال لتكن الرياح دائما من ورائك ولتكن الشمس من امامك |
| arkanda iz bırakmanı istemiyorum! | Open Subtitles | لا أحتاج أن أنظف ورائك الفوضى الذى تفعلها فى كل مكان تذهب إليه |
| Haklı olduğun sürece, tamamen arkandayım. | Open Subtitles | 'ان اقف ورائك 100٪، نيك، طالما أنت على حق. |
| - arkada bırakırsan peşinden gelir. - Bir kıza böyle bakılmaz. | Open Subtitles | دعها ورائك فتتبعك فقط ليس هناك طريقة للإعتناء بفتاة |
| Lex, ben, biliyorum arkandan iş çevirdim, ama bunu bildiğim yolla halletmek istedim. | Open Subtitles | ليكس,امم اعرف بانى ذهبت من ورائك ولكنى اردت ان افعل ذلك على طريقتى |
| Ve tanrım geride kalanlara uzun ömür ver. | Open Subtitles | ثم دع الذين خلفتهم ورائك يعرفون طريق الخلاص بمرور الزمن |
| Bu senin arkana saklanmak olur, evet kabul ediyorum ki şimdi için kulağa hoş geliyor, fakat... bundan sonra kendimden nefret ederim. | Open Subtitles | أبدو كأني أختبيء ورائك وأعترف أن هذا يبدو جدياً الآن لكني سأكره نفسي أكثر |
| arkanda kan bırakmak istiyorsun, ama yapamıyorsun. | Open Subtitles | ,تريد أن تخلف الدماء ورائك لكنك لا تستطيع |
| Hayır Osmund, cehennemi bataklığı geçtiğin an arkanda bıraktın. | Open Subtitles | كلا يا أوزموند، تركت الجحيم ورائك عندما عبرت مستنقعنا |
| Ve şu anda ona ve arkanda bıraktığın herkese en azından şu anda yaptığını yapmamayı, kaçmamayı borçlusun. | Open Subtitles | ..أنت مدين لها ..ولكل شخص تركته ورائك ليس الهروب، الذي تفعله الآن |
| Michael, arkanda ölüler bırakacağına beraber kurabileceğiniz bir geleceğiniz var. | Open Subtitles | مايكل, حصلتَ على فرصة لتبني عائلة بدلَ ان تتركَ ورائك جثث الموتى |
| 4. sınıfta arkanda oturan çocuğu hatırlıyorsun ama birlikte olduğun... | Open Subtitles | إذا أنت تتذكر اسم الولد الي كان يجلس ورائك في السنة الرابعة ولكن ليست المرأ |
| Tam arkandayım, çoban kız. | Open Subtitles | أنا ورائك مباشرة يا راعية البقر |
| - Hemen arkandayım. - telefonu deniyorum. | Open Subtitles | أنا ورائك مباشرة - أنا أجري مكالمة تجريبية - |
| İçeri girebilirsin ama herhangi bir şey olursa peşinden geliriz. | Open Subtitles | تستطيعين الذهاب، لكن إذا حدث أي شيئ، سنأتي ورائك. |
| O zamanlar peşinden bir sürü kadın koşuyordu. | Open Subtitles | الكثير من الفتيات كانت تجري ورائك بعد ذلك الحين. |
| Karının arkandan neden işbecerdiği belli. | Open Subtitles | لاعجب من ان زوجتك تتلاعب من ورائك ، يارجل |
| Diğerleri gittiği zaman sen geride kal, uygun zamanda çalışmaya başla. | Open Subtitles | الآن ، ابقى ورائك الآخرين عندما تذهب لكي يمكنك أن تعمل بالوقت المناسب لك |
| Eğer arkana bakarsan Gelecekte neler olacağı asla öğrenemezsin. | Open Subtitles | اذا ركزت في ما تركته ورائك فلن تتمكن من رؤية ما هو امامك |
| Ve ikimiz de senin peşine düşmediğimi biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن الاثنان نعلم تمام العلم انى لم اسعى ورائك |
| arkanızda bırakacağınız insanların bir şansı hakettiğine inan. | Open Subtitles | آمن أن ذاك الذي ستتركه ورائك يستحق فرصة |
| arkada eli kılıç tutabilecek erkek, kadın ya da çocuk bırakmayın. | Open Subtitles | لا تدع ورائك رجل أو امرأة أو طفل يمكنه أن يحمل سيف |
| Şimdi yolumdan çekilmezsen, yemin ederim ki seni Arkandaki merdivenin basamaklarından iteceğim. | Open Subtitles | والان ان لم تبتعدي عن طريقي أقسم انني سأدفعك حتى تسقطين من الدرج ورائك |
| Ardında en az iki üç kız bırakmış olmalısın. | Open Subtitles | حسنا، لابد أنك تركت ورائك إثنتين أو ثلاثة في الوطن؟ |
| Ne yaptığın umrumda değil. peşinde dolanmaktan bıktım. | Open Subtitles | لا اهتم بما تفعلين لقد سئمت من المشي ورائك |
| Güneşi arkanıza alın. Emniyette olursunuz. | Open Subtitles | قودى و إجعلى الشمس ورائك سيكون ذلك آمنا |
| - O zaman biz... Tabii, ama kapıyı kapattığınızda arkanızdan kitlenecek. | Open Subtitles | وعندما تغلق الباب سينغلق من ورائك |