| [ Groans ] bize maydan okunuyorsa, o zaman başımız belada. | Open Subtitles | هل لا بد ان نقبل التحدي ؟ نحن في ورطه الان |
| Polisin başı belada olmayan insanları aradığı hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم اعتقد ان رجال الشرطه يبحثون عن الاشخاص الذين ليسوا في ورطه |
| Eğer biri bize meydan okursa, başımız belada demektir. | Open Subtitles | هل لا بد ان نقبل التحدي ؟ نحن في ورطه الان |
| Eve'in başı fena halde dertte bebeğim. Eve'e yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | إيف ما تزال فى ورطه يا حبيبتى يجب أن أساعدها |
| Eğer başınız dertte olursa, "güvenlik!" diye bağırın, adamlarım işi halledecektir. | Open Subtitles | إذا كنت في ورطه , فأمني سيخلصك وشعبي سيتولى ألموضوع |
| Efendim, ona salata getiremem. Başım belaya girer. | Open Subtitles | سيدي انا لن استطيع ان اجلب لها السلطه ساقع في ورطه |
| Eğer biri bize meydan okursa, başımız belada demektir. | Open Subtitles | هل لا بد ان نقبل التحدي ؟ نحن في ورطه الان |
| Otobüs garındayım ve başım büyük belada! | Open Subtitles | ؟ انا في محطة الحافلات ووقعت في ورطه كبيره |
| Buraya kimsenin ulaşacağı yok patron. Başımız belada. | Open Subtitles | المساله ليست هينه ليتم التعامل معها هنا اننا فى ورطه |
| Başım belada ve bundan kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا في ورطه وأنا أحاول بشتى الطرق الخروج منها |
| Başın belada değilse, işini yapmıyorsun demektir. | Open Subtitles | صحيح؟ إن لم تكوني في ورطه فأنتِ لا تقومين بعملك |
| Bu doğruysa, gerçekten başım belada. Melvin. | Open Subtitles | لو كان ذلك حقيقيا لذا انا في ورطه |
| Burada gerçekten başı belada olan kişi yalnız benim. | Open Subtitles | انا فقط الوحيد هنا الذي في ورطه |
| Ama, Mike, Boo'nun başı belada! Yardımımıza ihtiyacı var! | Open Subtitles | ولكن "ميك" الـ"بوموبيل" واقعه فى ورطه إنها فى حاجه إلى مساعدتنا |
| Hiçbir fikrim yok. Ama çocuğun başı adli bir vakayla dertte olabilir. Anne! | Open Subtitles | لا فكره لدي ولكن يبدو أن الابن في ورطه ما |
| Adammın başı dertte. Asla arkanda adam bırakma. | Open Subtitles | الرجل فى ورطه ولم يترك احد ورائه |
| Jack, Abydos'un başı dertte. Anubis yolda. | Open Subtitles | جاك * , * أبيدوس * فى ورطه * أنوبيس * فى طريقه اليهم * |
| Başımız büyük dertte. Gerçekten yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | اسمع نحن في ورطه و في حاجه للمساعده |
| Yaşlı bir herif için hiç de fena sayılmaz, yani başımız dertte. | Open Subtitles | بالنسبه لكونه مسناً لذلك نحن في ورطه |
| Başın dertte olduğunda, kime koşup geliyorsun? | Open Subtitles | عندما تكونين في ورطه ؟ من يهرع إليـك. ؟ |
| Efendim, ona salata getiremem. Başım belaya girer. | Open Subtitles | سيدي انا لن استطيع ان اجلب لها السلطه ساقع في ورطه |
| Yoksa başı belaya girer. | Open Subtitles | الذي أقترضه سيكون في ورطه ينبغي أن يكون كذلك |