| Sana bakacak, seni iyileştirecek ve beklenen olana dek yanında kalacağım. | Open Subtitles | إعتن بنفسك وسأعتني بك وسأبقى معك حتّى أن يحدث ذلك |
| Al ve götür onu buradan. Bir müddet burada kalacağım. | Open Subtitles | عليك باصطحابها والخروج من هنا وسأبقى هنا لفترة قصيرة |
| Sen git Esme.Ben onunla kalırım. | Open Subtitles | إذهبى أنت إسمى ، وسأبقى أنا بالمنزل وسأعتنى به |
| Beni böyle şımartacaksan, şöförlüğü bırakıp burada seninle kalırım. | Open Subtitles | إذا كنت ستدللينني هكذا, سوف أتوقف عن القيادة وسأبقى هنا معك بدلا من ذلك |
| Ama, eğer yarın okula gidersem, sınavda başarısız olacağım ve sınıfta kalacağım. | Open Subtitles | لكن إن ذهبت إلى المدرسة غداً، سأرسب وسأبقى في الصف الرابع |
| Ama yarın okula gittiğimde[br]Başarısız olacağım ve dönem tekrarlıyacağım. | Open Subtitles | لكن إن ذهبت إلى المدرسة غداً، سأرسب وسأبقى في الصف الرابع |
| Ben de kalıp senin yalan söylemediğinden emin olayım. | Open Subtitles | وسأبقى هنا حرصًا على ألّا تكون كاذبًا في ذلك |
| Her zaman da seveceğim, ne olursa olsun, bana kızmış olsan bile seveceğim. | Open Subtitles | وسأبقى كذلك دوما، من أي مكان أكون فيه، حتى لو كنت غاضبًا مني. |
| İnsanlarla içli dışlı olmaktan gerçekten nefret ederim ama senin yüzünü hatırlayacağım, ölene dek sana Hep minnet duyacağım. | Open Subtitles | اكره بشدة هذا النوع من العلاقات مع الناس سأتذكر وجهك دائما ايتها التلميذة وسأبقى شاكراً لك الى حين مماتي |
| Ezelden beridir buradayım ve ebediyen burada kalacağım. | Open Subtitles | أنا كنت هنا إلى الأبد وسأبقى هنا إلى الأبد |
| Ve.. ve eğer horlarsam, kanepeye inip, orada istediğin kadar kalacağım. | Open Subtitles | فعلت, سأعود للنوم على الأريكة وسأبقى كما تشائين |
| Annem gelene kadar orada kalacağım. Hayır. | Open Subtitles | لقد حجزت جناح بفندق, وسأبقى هناك حتى عودة أمّي. |
| İstersen, Peder'le konuşup cumartesi gelir pazara kadar kalırım. | Open Subtitles | إذا أردتِ سأكلم القس حتى يسمح لي بالمجيء والبقاء عندك يوم السبت وسأبقى عندك حتى يوم الأحد |
| Hepsini yapabileceğine oy veririm. Ben burada kalırım. | Open Subtitles | أنا أُصوّت لأن تثبّتهم هي جميعاً، وسأبقى أنا هُنا. |
| - Gelirsin, sonra gidersin, tekrar yalnız kalırım. | Open Subtitles | -ستحضرين ثم تذهبين .. وسأبقى وحيداً عندها |
| Senin görevin, iki kızı da güvenli bir şekilde dışarıya çıkarman bu süreçte bende burada senin ikinci bir kulağın olacağım, tamam mı? | Open Subtitles | وليس من مهمتكِ أن تخرجي دموعها مهمتكِ هي إخراج هاتين الفتاتين من هنالك سالمتين وسأبقى هنا وأكون مساعدك بداخل أذنيكِ طوال الوقت، حسناً؟ |
| Haklısın, emin olmak için BT çektirelim sonuçlara bakmak için burada olacağım. | Open Subtitles | كنتِ محقة, أجري أشعة مقطعة لنتأكد وسأبقى حتى أرى النتائج |
| Başkan' ın ofisiyle geriye kalanda bitene kadar temas halindeyim ve öyle olacağım. | Open Subtitles | كنت على اتصال بمكتب العمدة وسأبقى كذلك حتى |
| Siz kendi işinizi yapın, ve ben de burada kalıp kayıp yüzüklerin efsanesi hakkında araştırma yapmaya devam edeyim. | Open Subtitles | أجل ، قوموا بعملكم ، وسأبقى هنا لأواصل البحث في أسطورة الحلقات الضائعة. |
| Seni seviyorum, seni hala seviyorum. Seni bir başıma seviyorum ve seveceğim. | Open Subtitles | أنا أُحبّك وسأبقى أحبّك, أنا أُحبّك وحدك وسأبقى أفعل |
| Doğuştan varım ve Hep öyle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | انا ولدت على هذا الطريق وسأبقى عليه حتى النهاية |
| Daha önce de söyledim ve söylemeye de devam edeceğim eğer Amerikalılar ile savaşırsak, Hawaii'de veya San Francisco'da duramayız. | Open Subtitles | لقد قلت هذا من قبل وسأبقى أقوله إذا حاربنا الأمريكان، لا نستطيع "التوقف فى "هاواى" أو" سان فرانسيسكو |