| Böyle de kalacak. | Open Subtitles | هذه مزرعة ماشية وليست حقل نفط، وستبقى هكــذا |
| Alkışlar daha kulaklarımda yankılanıyor ve daha senelerce aklımda kalacak | Open Subtitles | لا زلت أذكر تلك الهتافات لا زلت أذكرها في ذهني وستبقى لسنين |
| Dava çözülene kadar, hakkında her şey gizli kalacak. | Open Subtitles | وستبقى كل معلوماته سريه طالما هذه القضيه لم تُحل |
| Tanrı şahidim olsun, seni öldüreceğim ve bu sefer ölü kalacaksın. | Open Subtitles | فليساعدني الله، سأقتلك وستبقى ميتاً في هذه المرة |
| Evine dönüp karının cenazesine katılıp sana haber yollayana kadar evde kalacaksın. | Open Subtitles | ستعود لمنزلك و تحضر جنازة زوجتك وستبقى في منزلك حتى أرسل من اجلك |
| İşbirliği yaparsan öyle kalır. | Open Subtitles | وستبقى على هذا الحال إذا تعاونت معنا |
| Ve gerçekleşmeyecek, sen zaten hiç bir zaman bunu yapmayacaktın. Hafızanın derinlerine iteceksin, sonra rahat koltuğuna yaslanıp, hayatının sonuna kadar gündüz TV programlarıyla hipnoz olacaksın. | Open Subtitles | وتراجع ذكرياتك وتتندم عليها وستبقى امام تلفازك البائس لبقية حياتك التعيسة |
| Bayan Darling gözaltında kalacak, ta ki-- | Open Subtitles | وستبقى السيّدة دارلينغ ضمن الحجز القضائي.. |
| Bir saat kadar yoğun bakım ünitesinde kalacak. | Open Subtitles | وستبقى في العنايةِ المركّزةِ حوالي الساعة |
| Gökyüzü kararacak ve 6 ay boyunca böyle kalacak. | Open Subtitles | السماء ستشتد سواداً وستبقى كذلك لنصف السنة |
| Çünkü bu güzel kasaba onun yuvası. Ve hep yuvası kalacak. | Open Subtitles | هذه المدينة هي وطنه وستبقى وطنه الى الأبد |
| New York yarın sabah yine burada olacak ve sonsuza kadar yerinde kalacak. | Open Subtitles | نيويورك ستبقى هنا غدا ، وستبقى هنا للأبد |
| Üniversiteden bir arkadaşım bir iş için mülakata geliyor ve benimle kalacak. | Open Subtitles | صديق جامعيّ سيحضر للمدينة من أجل مقابلة عمل وستبقى عندي خلال هذه الفترة |
| Çünkü bu güzel kasaba onun evi. Ve hep öyle kalacak. | Open Subtitles | هذه المدينة هي وطنه وستبقى وطنه الى الأبد |
| Ben gittiğimde bu kapı kapanacak ve açılmayacak, sende karanlıkta kalacaksın. | Open Subtitles | كما ترى، عندما أغادر سيغلق هذا الباب وسيبقى مغلقاً وستبقى في الظلام |
| Sen de duruşma süresince burada tıkılı kalacaksın. | Open Subtitles | وستبقى محتجزاً هنا خلال المحاكمة |
| Sen mutsuzsun ve daima öyle kalacaksın. | Open Subtitles | أنت رجل غير سعيد وستبقى هكذا دائماً |
| Bilmem gerekirdi. Sen bir çocuksun ve hep öyle kalacaksın! | Open Subtitles | كان يتحتم علي أن أعرف أنك طفل وستبقى طفل! |
| Çok da memnun kalacaksın, çünkü kokusu hiç gitmiyor. | Open Subtitles | وستبقى لنحو شهر لانه لن تجدي الأبر |
| Sen ilk Şehzade'sin ve hep öyle kalacaksın. | Open Subtitles | فأنت أول أمير وستبقى كذلك دائماً |
| Böylece öğretmen ve öğrenci arasını açabilecek yorumları içermeyen bir antoloji olarak kalır. | Open Subtitles | وستبقى كمختارات خالية من التعليقات |
| O zaman çık! Ama sen bir Değersiz Piyon'sun ve her zaman Değersiz Piyon olacaksın! | Open Subtitles | ولكن أنت يا سيدي موظف غير كفؤ وستبقى هكذا دوماً أيها الغير كفؤ |