| Evet, öyleyim. Ben berbat, korkunç, sığ bir insanım. | Open Subtitles | إنني فظيعة ومريعة وسطحية |
| Evet, ben tam anlamıyla maddiyatçı ve sığ biriyim. | Open Subtitles | نعم ، أنا مادية وسطحية تماماً |
| Onlar gösterişçi ve sığ. | Open Subtitles | هم الطنانة وسطحية. |
| Onun gibi olamam. Yani, o soğuk ve yüzeysel. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنبهها ، أعني أنها رائعة وسطحية |
| Charlie ve benim çok kısa ve yüzeysel bir ilişkimiz oldu. | Open Subtitles | . علاقتنا كانت قصيرة وسطحية جداً |
| Ve çıkarcı biri olabilir, şeytan gibi biri, yüzeysel biri olabilir,... Demek istediğini anladılar. | Open Subtitles | ومتذبذبة، وشريرة، وسطحية - لقد وصلت الفكرة - |
| Magnolia, materyalistik ve sığ biri, dedin sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتك قلت أن (ماغنوليا مادية وسطحية |
| O şımarık, yüzeysel ve sanki Rus jimnastikçi metabolizmasına sahip. | Open Subtitles | إنها طفلة فاسدة وسطحية... بمواصفات لاعبة جمباز روسية. |
| Kendini beğenmiş, yüzeysel, insanları kullanan birisin. | Open Subtitles | أنت مغرورة وسطحية, وتستغلين الناس |
| Rekabetçi, yüzeysel ve boş biri oluyorum. | Open Subtitles | كنت تنافسية وسطحية وبلا هدف |