| Onu cinayet silahıyla bana gönder. | Open Subtitles | يسلمه لي مع انحناءة لطيفة وسلاح الجريمة. |
| Onu cinayet silahıyla bana gönder. | Open Subtitles | يسلمه لي مع انحناءة لطيفة وسلاح الجريمة. |
| Görünüşe göre bir motel odasında, intihar notu ve bir cinayet silahıyla seni ölü de bulabilirdik. | Open Subtitles | في غرفة فندق ميتاَ مع مفكرة انتحار وسلاح الجريمة إنه الغطاء الأمثل " عميل موارد بشرية في الجيش " |
| Bakın, Binbaşı Albay O'Neill'ın video görüntüleri onu suç mahallinde gösteriyor, ve cinayet silahı kulübesinin yakınında ele geçirildi. | Open Subtitles | أنظري ميجور أِشرطة الفيديوا للكولونيل أونيل تضهره بوضوح في موقع الجريمه وسلاح الجريمة تم إيجاده بالقرب من كبينته |
| Cüzdanı Alphabet şehrindeki bir çöplükte cinayet silahı da doğu nehrinde gözlerden uzak bir yerde kendi halinde batacak. | Open Subtitles | وليجدواْ الحقيبةَ في صندوقِ قمامةٍ في مدينة "ألفابِت" وسلاح الجريمة لا يُستردّ أبدًا في "أيست ريفر". |
| Evinde kostümü ve cinayet silahını bulmamız an meselesi. | Open Subtitles | أعني، إنّها مُجرّد مسألة وقت قبل أن نجد الزي وسلاح الجريمة. |
| Olay mahallinde, kan içinde elinde cinayet silahıyla ve savunma yaraları yokken bulundu. | Open Subtitles | وسلاح الجريمة بيدها ولا جروح دفاعية |
| Rodriguez'in dairesinde iki kurbanın kanı ve cinayet silahı bulundu. | Open Subtitles | كانت هنالك دمـاء من كلتا الضحيتين في غـرفة (رودريغز) ، وسلاح الجريمة |
| Peki ya cinayet silahı? | Open Subtitles | وسلاح الجريمة ؟ |
| cinayet silahı elindeydi. | Open Subtitles | وسلاح الجريمة في يده |
| Hayır, ama Carter'ın telefonu mesaj ve cinayet silahı.. | Open Subtitles | لا , ولكن هاتف (كارتر) والرسالة , وسلاح الجريمة |
| Cinayet sebebini, cinayet silahını ve parayı açıklar. | Open Subtitles | أعطاه الدافع وسلاح الجريمة وحساب للنقود |