| Prens Edward gayet iyi. Kendisi güçlü ve sağlıklı bir çocuk. | Open Subtitles | الأمير إدوارد بصحة جيدة للغاية أنه صبي قوي وسليم |
| Genç ve sağlıklı, bu iyi bir şey ama eski haline ne kadar döner, söylemesi zor. | Open Subtitles | إنه شاب وسليم وهذا جيد لكن لا توقع لمدى الفعالية التي سيكسبها |
| Çok iyi ve sağlıklı durumda. | Open Subtitles | ضد أي قشعريرة مفاجئة - انه جيد جدا وسليم - |
| Bize neyin güvenli, yapısal olarak neyin sağlam olduğunu söylüyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | يخبروننا بما هو آمن وسليم هيكلياً |
| İşte karşındayım. Bin tane gemim iki de sağlam elim var. | Open Subtitles | فها أنا ذا، بـ1000 سفينة وسليم كليًا |
| - Yaşıyor evlat, Sapasağlam. | Open Subtitles | هو على قيد الحياة، يا بني آمن وسليم |
| Burada işte. Sapasağlam. | Open Subtitles | ها هو , آمن وسليم. |
| İki yüz bin dolarlık bir mucize ama güzel ve sağlıklı bir erkek çocuğu. | Open Subtitles | $200,000 معجزة, لكنه... طفل جميل وسليم |
| Yaşıyor ve sağlıklı. | Open Subtitles | حي وسليم |
| Bunun yerine bütün ikilemlerde, farklı deneylerde farklı kıtalarda yapılsa da tutarlı olarak şunu bulduk: gruplar "sağlam ortalama" olarak bilinen akıllı ve istatistiksel açıdan sağlam bir prosedür uygular. | TED | ولكن بدلا من ذلك، وجدنا أنه وبشكل مستمر، في جميع المعضلات، في تجارب مختلفة، وحتى في قارات مختلفة، تقوم المجموعات بتنفيذ إجراء إحصائي ذكي وسليم يعرف بـ"المتوسط الفعال". |
| Onun evi, güvenli ve sağlam. | Open Subtitles | هو بالبيت , آمن وسليم |
| Sapa sağlam. | Open Subtitles | آمن وسليم |
| Sapa sağlam. | Open Subtitles | آمن وسليم |
| Sapasağlam. | Open Subtitles | أنه آمن وسليم |
| Sapasağlam. | Open Subtitles | امن وسليم |
| - Sapasağlam. Babasıyla birlikte. | Open Subtitles | -آمن وسليم مع أبيه . |