| ve eninde sonunda ona ulaşacak... tabii fikrini değiştirmezsem. | Open Subtitles | وسيصل إليها آجلاً أم عاجلاً إلا إذا جعلته يغير رأيه |
| Başkan coşkulu kalabalık tarafından karşılanacak ve Victory Bulvarı'ndaki törene başkanlık arabasıyla teşrif edecek. | Open Subtitles | سوف يُستقبل الرئيس بالجماهير المتحمسة وسيصل بالسيارة الخاصة بالتشريفات الرئاسية الي شارع النصر |
| Şu anda yolda olduğunu haber aldım ve her an buraya ulaşabilirmiş. | Open Subtitles | أفادت المصادر بأنه في الطريق وسيصل بعد قليل |
| -Benzin az ve ruslar burda olur. | Open Subtitles | أنا منخفض وسيصل الروس إلى هنا في غضون دقيقة |
| Yakıtım azaldı ve Rusya'nın yarısı birazdan burada olur. | Open Subtitles | أنا منخفض وسيصل الروس إلى هنا في غضون دقيقة |
| Diğer ajanslar tafafından fark edilecektir ve bir saat içinde CTU'ya ulaşacaktır. | Open Subtitles | سينتشر الأمر بين الهيئات وسيصل إلى الوحدة خلال ساعة |
| En son kalan yıldızların en son parçaları da sonunda yok olup gittiğinde ve her şey aynı ısıya ulaştığında kainatın hikayesi nihayet son bulacak. | Open Subtitles | يوماً ما ستضمحل بقايا آخر النجوم وتصير الى العدم وسيتساوى كل شيء في درجة الحرارة وسيصل الكون اخيراً الى نهاية قصته |
| Ama eğer seni şimdi hastaneye yatırırsak güvende olursun ve bebek güvenli bir şekilde doğar. | Open Subtitles | ولكن إن دخلتي المستشفى الآن ستكوني آمنة وسيصل الطفل بأمان |
| Muhtemelen reyona geri dönmüştür ve yarın burada olacaktır. | Open Subtitles | ربما قد توجّه عائدًا إلى ممرنا وسيصل إلى هنا غدًا. |
| Tehdit eden güçlerin ne kadar da güçlü olduğunun ve daha önce hayal bile edemeyeceğimiz boyutlara ulaşabildiğini. | Open Subtitles | تهديد القوات سيُصبح أقوى من ذي قبل وسيصل إلى أبعد مما قد يتخيله أى شخص قط |
| Kutuya bir şey olmaz ve ayrıca onları Penny'ye götürür. | Open Subtitles | لن يحصل شيئ للصندوق وسيصل مباشرةً لبيني |
| Travis de onlarla gider. Kutuya bir şey olmasına izin vermez ve onları doğruca Penny'ye götürür. | Open Subtitles | لن يحصل شيئ للصندوق وسيصل مباشرةً لبيني |
| Ama onlar bu yıl %7 küsür ve 2030'da da %15 civarında olacak bir 65 yaş üstü yaşlanan Çin'le karşı karşıyalar. | TED | لكنهم يواجهون مجتمع مُسن في الصين مع سكان أعمارهم أكثر من 65 سنة بلغ عددهم 7.2% هذا العام ، وسيصل الرقم حوالي 15% بحلول عام 2030. |
| UAV yönünü koruyor ve delik ... | Open Subtitles | المسبار الطائر في طريقه وسيصل |
| Başkan, Bethesda Deniz Hastanesi'ne götürülüyor ve birazdan orada olacak. | Open Subtitles | ولن أجيب على أى أسئلة الآن الرئيس فى الطريق... إلى مستشفى "بيثيسدا" البحرية وسيصل قريباً |
| Ronan'ın filosu görüldü ve 15 dakika içinde varmış olacak. | Open Subtitles | رُصد أسطول (رونان) وسيصل في أقلّ مِنْ 15 دقيقة |
| ve partisi iktidara gelir. | Open Subtitles | وسيصل حزبه الى السلطه |
| ve o çok yakında burada olacak. | Open Subtitles | وسيصل هنا عمّا قريب. |
| Cordova birini alabilir ve alacaktır da... | Open Subtitles | (كاردوفا) يمكنه وسيصل إلى أيّ شخص |