| Gribbs 70 yaşında ve hapishanede ölecek. Ben bunu istemiyorum. | Open Subtitles | غريبس في السبعين من عمره وسيموت بالسجن لا أريد ذلك |
| Gribbs 70 yaşında ve hapishanede ölecek. Ben bunu istemiyorum. | Open Subtitles | غريبس في السبعين من عمره وسيموت بالسجن لا أريد ذلك |
| Gezegenin katastrofik kopması yüzünden ölecek bir insan çoktan doğdu. | Open Subtitles | هناك من وُلِد بالفعل وسيموت بسبب فشل كارثي في الكوكب. |
| Dosyaları nete yüklerse operasyonlar açığa çıkar ve insanlar ölür. | Open Subtitles | إذا قام بنشر هذه الملفات ستتعرض عمليات للخطر، وسيموت أناس |
| Bir adamı buradan ve buradan vur, yavaş ve acılı bir şekilde ölür. | Open Subtitles | اضرب الشخص هنا أو هنا وسيموت بشكل بطيئ و مؤلم |
| Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. | TED | هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم. |
| Ve bu kurallar yüzünden ölecek. Tıpkı diğer masum insanlar gibi. | Open Subtitles | وسيموت جراء القوانين هذا يحدث عادة للأبرياء |
| Ben de emin değilim, ama onu idam edeceksiniz, ölecek ve gömülecek, ve bir şansım daha olmayacak. | Open Subtitles | ولا أنا كذلك. لكنكم ستقتلونه. وسيموت ويُدفن، ولن أحصل على فرصةٍ أخرى. |
| Kemik iliği nakli olmazsa, ölecek | Open Subtitles | وسيموت إن لم يجرى عملية زرع النخاع الشوكى |
| O da böyle ölecek. | Open Subtitles | وتطلعه على كلّ عاداتها الجنونيّة وسيموت هكذا |
| Eğer aşı ve tedaviler yanlış patojenden yapılırsa, ve İspanyol gribi yeniden ortaya çıkarsa, temin ederim ki çıkacak, o zaman hazır olmayacağız-- milyonlar ölecek. | Open Subtitles | وإذا عادت الفلوزنا الإسبانية ، والتي أوكد لكم أنها ستعود لن نكون مستعدين ، وسيموت الملايين |
| Senin köylü hak ettiği biçimde ölecek. Sen odanda kalacaksın. Böylece aptalca hatanı kimse bilmeyecek. | Open Subtitles | وسيموت حبيبك الفلاح كما يستحق وستبقين في غرفتك حتى لا يعلم أحد بخطئك السخيف |
| Öğrenecek ve sonra beni cezalandıracak ve değer verdiğim birisi daha ölecek. | Open Subtitles | سيتبيّن، وسيعاقبني حينها، وسيموت آخرُ من أحبابي. |
| Çocuklar dahil daha fazlası ölecek. | TED | وسيموت أكثر، بما في ذلك أطفال. |
| Sentox'bu burada serbest bırakırsak 200.000 kişi ölür. | Open Subtitles | أطلقوا غاز سنتوكس هنا وسيموت 200 ألف شخص |
| Sentoks'u burada serbest bırakırsak... 200 bin kişi ölür. | Open Subtitles | أطلقوا غاز الأعصاب هنا وسيموت 200 ألف شخص |
| Onu beslemeyi unutabilirim ya da sırt üstü bırakabilirim ve o da ölür. | Open Subtitles | سأنسى أن أطعمه أو أنساه في مكان ما، وسيموت |
| Yine deminki gibi tepki verirse arterlerden birini keserim ve birkaç dakika sonra ölür. | Open Subtitles | إن كانت ردة فعله كالسابقة، فسأقطع شريان وسيموت خلال دقائق |
| Az önceki gibi davranırsa bir atardamarı kesebilirim ve dakikalar içinde ölür. | Open Subtitles | إن كانت ردة فعله كالسابقة، فسأقطع شريان وسيموت خلال دقائق |
| Yakıt olmadan, uçak düşer ve herkes ölür. | Open Subtitles | ستسقط الطائرة بدون وقود وسيموت الجميع |
| Bir gün de çıngıraklı bir yılan yaşlı Kaiser'in icabına bakacak ve o büyük bir asker gibi ölecektir. | Open Subtitles | في يوم من الأيام أفعي ستلدغ كايسر العجوز وسيموت كمقاتل شجاع |
| Yap ve kardesin ölsün. | Open Subtitles | إفعلها وسيموت أخوك |