| Buraya iki şey yapmaya geldim: birilerini dövmek ve bira içmek. | Open Subtitles | : أنا آتي هنا للقيام بشيئين ركل بعض المؤخرات وشرب الجعة |
| Seni maça götürmek ve biraz pahalı bira içmek istiyorum. | Open Subtitles | أود إصطحابك إلى المُباراة وشرب بعض الجعة المُبالغ في سعرها |
| Bir gece çok içip kafayı buldu ve ağacın birine bindiriverdi. | Open Subtitles | لقد تورط ذات ليلة وشرب الكثير واصطدم بسيارته فى شجرة |
| Biri jleti alıp boynumu kesti ve kanı içti, hâlâ izi duruyor. | TED | أخذ أحدهم شفرة حلاقة وجرح رقبتي وشرب الدم، ومازالت لدي الندبة. |
| Hey çocuklar, bira içmeye ya da başka bir şeye ne dersiniz? | Open Subtitles | يا صديقيّ أتريدان الذهاب للعب البولينغ وشرب جعة؟ |
| Demek istediğin yani tekboynuzluyu öldüren o şey kanını içen o şey Voldemort muydu? | Open Subtitles | أتعني أن تقول أن من قتل وحيد القرن وشرب دماءه هو فولدمورت؟ |
| Çocuklar kışa dayanıklı bir ev görüyorlar ve tüm bir haftayı parti vererek, içerek geçiriyorlar, aklına ne gelirse işte. | Open Subtitles | الأطفال يرون المنزل فارغ في الشتاء فيقضون الاسبوع كله فيه حفلات وشرب وكل هذا |
| Ya da oturur bir sigara içersin ve sorunun ne olduğunu filan düşünürsün. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس، وشرب سيجارة تفكرين بالمشكلة، وكل شيء آخر |
| Tembellik yapıp... beysbol maçlarını dinlemek istiyorum... bir kaç yüz tane de bira içmek... ve büyük bir puro, dışarıda tabii. | Open Subtitles | بتكاسل وسماع مباراة رياضية وشرب الكثير من الجعة وربما تدخنين سيجار من وقت إلى آخر خارجاً |
| Bilardo oynamak ve bira içmek yerine biz Taşkesiciler olarak elimizdekileri yardıma muhtaçlar için kullanalım. | Open Subtitles | لذا بدلاً من لعب البلياردو وشرب البيرة دعونا نعين ونساعد قليلو الدخل |
| Planladığım romantik şeyleri yapamadık. Mesela Central Park'ta piknik yapmak ya da Central Perk'te kahve içmek gibi. | Open Subtitles | مثل القيام بنزهه فى الحديقه المركزيه وشرب القهوه فى الحديقه المركزيه |
| Belki de Queensde bira içip TV seyrediyordur. | Open Subtitles | ربما انه في كوينز وشرب البيرة ومشاهدة التلفزيون. |
| Kendimizi kandırmayalım. Oturup TV izlemek tek başına bira içip kanat yemek her yiğit Amerikalı'nın her zaman yapmak istediği bir şeydir. | Open Subtitles | لأنه لنكن صرحاء ، الجلوس ومشاهدة التلفاز وشرب الجعة وأكل الأضلع وحيداً كل ليلة هو |
| Bira içip beysbol dinlemeye çalışma derseniz... | Open Subtitles | حسناً لو أستدعيتي للسماع للعبة الأشبال وشرب بيرة العمل حينها |
| Ve bu kuyudan su içti. Hastalık buradan bütün köye yayıldı. | Open Subtitles | وشرب من هذا البئر ومنه انتشر الفيروس في القرية |
| Çok nazikti. Bana "anne" diye hitap edip durdu. Hatta bir çay bile içti. | Open Subtitles | لقد كان مهذباّّ جداّّ حتى أنه ناداني بأمي وشرب كوباّّ من الشاي |
| Bak, oturup, buzlu şampanyadan içmeye ne dersin? | Open Subtitles | هل بإمكاننا الجلوس هنا وحسب وشرب بعضًا من الشمبانيا الباردة ؟ |
| Bir programcıyı işe alıyoruz, işe geliyor, Cola'mızı içiyor, üç yıl boyunca langırt oynuyor ve topu topu bir tane fikir üretiyor. | TED | لقد وظفنا هذا المبرمج، لقد جاء، وشرب الكولا خاصتنا ولعب كرة القدم لثلاث سنوات ولديه فكرة واحدة. |
| Meksika yemeği yemiştik, yemek baharatlı olduğu için çok su içmişti. | Open Subtitles | حين تناول طعاماً مكسيكياً, وشرب كمية من الماء لأن الطعام كثير التوابل |
| Bira içeceğiz biralar bitince şarap içeceğiz. | Open Subtitles | -شرب الجعة ، وشرب النبيذ عندما تنتهي الجعة |
| Ahlâk Komisyonu'nda ne işim olduğunu soran olursa kadınların peşinden koşup viski içmekten hoşlandığımı, Başkan'ın bizim de temsil edilmemiz gerektiğini düşündüğünü söyleriz. | Open Subtitles | سنخبرهم فقط أني أحب مطاردة النساء وشرب الويسكي ولقد أحس الناطق أن تمثيليتنا ضعيفة |
| Evet, bir dostunla kafaları çekip, adam olmak. | Open Subtitles | ،الإسترخاء مع صديق وشرب البيرة والتصرف كالرجال |
| Kahve içiyoruz bize katılmak istermisin? | Open Subtitles | أتودين الإنضمام لنا وشرب القهوة ؟ |
| Tuvaleti bulup su içeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أذهب للحمام وشرب أى شئ |
| Subay Yetiştirme Eğitimi içmeyi ve kavga etmeyi hoş görmez. | Open Subtitles | مدرسة تدريب الضباط ترفض الشجار وشرب الكحول |