| O ve iki erkek arkadaşı akşam yemeğe geliyorlar. | Open Subtitles | هي وصديقها ورجلان آخران سيأتيان الليلة للعشاء |
| Shelly Webster ve onun müzisyen erkek arkadaşı, Eric Draven. | Open Subtitles | شيلى ويبستر وصديقها اللطيف مغنى الروك ايريك درافين |
| Karen Jones ve arkadaşı orada dün gece saat 8 civarında. | Open Subtitles | كارين جونز وصديقها وَصلا إلى هناك حول 8: 00 ليلة أمس. |
| O kabin görevlisini ve arkadaşını senin öldürdüğünü biliyorum pislik. | Open Subtitles | أعلم أنك قتلت مُضيفة الطيران تلك وصديقها أيها الحُثالة |
| Dionne ve sevgilisi Murray'in dramatik bir ilişkisi var - | Open Subtitles | (ديون) وصديقها (موري) يعيشون علاقة دراميّة |
| Seni davet etmememin tek sebebi Zoe Hart ve erkek arkadaşını çağırmış olmam. | Open Subtitles | ولكن السبب الوحيد بانني لك ادعكي انها لزوي هارت وصديقها |
| Öyle savunmasız bir durumdaydı ki - seks, kanayan burun, doktor bir erkek arkadaş. | Open Subtitles | مع الجنس، والأنف الدموي، وصديقها الطبيب. |
| Demek istediğim ya o ve arkadaşları Booth'u kaçırdıysa? | Open Subtitles | أعني, ماذا لو كانت هي وصديقها قبضا على بوث؟ |
| O ve sevgilisiyle aynı karavanda yaşıyorum ve annem her akşam sızdığında odama gelip bana tecavüz ediyor. | Open Subtitles | أعيش معها وصديقها في منزل متنقل ، ودائما ما يأتي صديقها لاغتصابي |
| Gail ve erkek arkadaşının, kavga ettiğini düşünüp 155'i aradığını söylemişsin. | Open Subtitles | لقد أخبرت 911 انك ظننت غايل, وصديقها الحميم كانوا يتشاجرون في الشقة المقابلة |
| Jenny daha çekilmez olsa da erkek arkadaşıyla hala beraberler. | Open Subtitles | جيني وصديقها يمكن فصلهما حتى لو كانت لا تحتمل ذلك |
| Ona ve erkek arkadaşına birkaç soru sormak istiyoruz. | Open Subtitles | نـَــود أن نسألها هي وصديقها بعض الأسئلة |
| Sonra o aptal erkek arkadaşı çıkageldi ve basit bir temizliği tamamen pisliğe dönüştürdü! | Open Subtitles | وصديقها الابلة ظهر لنا فقمنا بتفتيشا سريعا |
| Shelly Webster ve onun hoş rock-and-roll erkek arkadaşı, Eric Draven. | Open Subtitles | شيلى ويبستر وصديقها اللطيف مغنى الروك ايريك درافين |
| Ve onun gerizekalı erkek arkadaşı da kendini gösterdi ve... asfalta yapıştı! | Open Subtitles | وصديقها الابلة ظهر لنا فقمنا بتفتيشا سريعا |
| Delhi'de bir yetimhanede tanıştığım bu kız ve arkadaşı bir şırınga yüzünden HIV pozitifti. | TED | هذه الفتاة الصغيرة وصديقها الذين إلتقيتهم في دار أيتام في دلهي، مصابين بالإيدز عبر الحقنة. |
| Tracy ve arkadaşı da oradaydı. Onların da resmini çektim. | Open Subtitles | وكانت " ترييسي " وصديقها هنا لذا أخذت صورتهم أيضاَ |
| İzninizle, Charlotte ve arkadaşını bulmalıyız. | Open Subtitles | عذراً، علينا العثور على (تشارلوت) وصديقها القصير |
| Onu ve arkadaşını kaçırdığını iddia ediyor. | Open Subtitles | إنها تدعي أنك خطفتها. وصديقها |
| En iyi arkadaş ve sevgilisi. Çok zarif bir hareket, S. 365 gün. | Open Subtitles | الصديقة العزيزة وصديقها (هذا راقي جداً (أس |
| Helen'ı ve erkek arkadaşını her yaz High Sierra'ya sürüklerdim ki her bir ağacı kucaklayabileyim. | Open Subtitles | كنت معتاداً أن أجر هيلين وصديقها معي الى مرتفعات سييرا كل صيف حتى يمكنني ان أضم |
| İyi bir erkek arkadaş çabuk düşünebilmeli. | Open Subtitles | وصديقها الجيد هو عفوية. |
| Ama hepsini içmeyin çünkü Charlotte Hinchcliffe ve arkadaşları gelecekler. | Open Subtitles | لأن شارلوت هينشكليف وصديقها سيتواجدون هنا قريبا0 |
| Pekala ben de Aly ve sevgilisiyle... kuşluk yemeğine gidiyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا في طريقي للقاء علي وصديقها ليقضوا. |
| Hadi gidip Gorman ve erkek arkadaşının neden yapıldığını öğrenelim. | Open Subtitles | حسنٌ، لنذهب ونرى معدن (جورمان) وصديقها |
| erkek arkadaşıyla porno film çevirip çevirmeme konusunda karar vermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | أنها تريد أن تقوم هي وصديقها بتصوير بعض الأفلام الإباحية |
| Ona ve erkek arkadaşına bir sor istersen. | Open Subtitles | "مفقوده" فقط إسألها هيَّ وصديقها |
| Eski sevgilisini kaybeden savaş suçundan zanlı birinin karısı kayıplarda. | Open Subtitles | زوجة رجل حرب مشتبه به, وصديقها الحميم للتو قتل و هي مفقودة. |