| Bilardo oynuyordum, Larry'nin yerinde. oraya gittiğimde saat 22:00 gibiydi. | Open Subtitles | كنت ألعب البلياردو في قاعة ليري وصلت هناك عند العاشرة |
| Ama oraya gittiğimde bir araba patladı o da ölmüştü. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك انفجرت سيارة مفخخة وكان هو قد مات |
| oraya gittiğimde, ufak yazıları okumak zorundaydım... | Open Subtitles | عندما وصلت هناك ، كان يتوجب علي قراءة الأحرف الصغيرة |
| Aslında oraya vardığımda araba yanıyordu, o yüzden zar zor okuyabildim | Open Subtitles | فعلياً كانت تحترق عندما وصلت هناك لذا كان من الصعب قرائتها |
| Sonra oraya vardığımda, hazır oraya kadar gelmişken geri dönüp, yoluma devam edeyim dedim. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك فكرت أنه ليس البعد الكافي لذا إرتديت وإستمريت في الركض |
| Oraya vardığım zaman | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك |
| oraya gittiğimde... ona ne söyleyeceğimi bilemediğimi farkettim. | Open Subtitles | ولكن عندما وصلت هناك أدركت .. أنني لا اعرف ما سأقول لها |
| oraya gittiğimde, omuzlarımın arkasında gözlerim varmış gibiyimdir. | Open Subtitles | عندما وصلت هناك .. كنت أبقي عيني على كتفي .. |
| - Tüm söylemek istediğim o beyaz adam ben oraya gittiğimde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | كل ما أقول أن الرجل الابيض كان ميت عندما وصلت هناك |
| oraya gittiğimde, o ve arkadaşı boxerlarında ağırlık kaldırıyorlardı. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك وهو وصديقه كانوا يرفعون الأوزان في ملابسهم الداخلية |
| oraya gittiğimde onu nehirden çıkarıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينتشلونها من النهر حين وصلت هناك |
| oraya gittiğimde, kız titreyip duruyordu. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك,كان قلبها لازال ينبض |
| Ama oraya gittiğimde 25 bin vardı. | Open Subtitles | ولكن عندما وصلت هناك كانت 25 ألف |
| oraya gittiğimde o iki adam geldi. | Open Subtitles | عندما وصلت هناك ظهر هذان الرجلان |
| Sonra oraya vardığımda, hazır oraya kadar gelmişken geri dönüp, yoluma devam edeyim dedim. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك فكرت أنه ليس البعد الكافى لذا إرتديت وإستمريت فى الركض |
| oraya vardığımda her yer tükürük içindeydi. | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك كانت قد أغرقت المكان بالكامل |
| Pekala, oraya vardığımda, otel bulamıyordum. | Open Subtitles | ما إنْ وصلت هناك , لم اتمكن من ايجاد فندق |
| Arkadan dolaştım, ve oraya vardığımda Isabelle çoktan patikayı yarılamıştı. | Open Subtitles | وكانت ايزابيل في منتصف الطريق إلى أسفل الزقاق عندما وصلت هناك كنت ذاهبا لمطاردتها |
| Oraya vardığım zaman | Open Subtitles | وعندما وصلت هناك |