| Evet, Bu Evi Temizle adlı bir yerden mail aldım. | Open Subtitles | نعم وصلني بريد ألكتروني من مكان يُدعى "نظف هذا المنزل" |
| Albay'dan, belgeler hakkında "İçim rahatladı." diyen bir mail aldım. | Open Subtitles | وصلني بريد الكتروني من المقدم حول الوثائق يقول به، أشعر بتحسن |
| ...benden para istenen bir mail aldım. | Open Subtitles | وصلني بريد إلكتروني يطالبون فيهِ بالمال |
| Bu konuşmayı yapmak birkaç gün önce aklıma geldi ve bir bayandan bir e-posta aldım, gelen e-postayı okumak isterim. | TED | خطر لي هذا الحديث قبل عدة أيام ، بعدما وصلني بريد إلكتروني من سيدة أرغب في قراءة رسالتها لكم |
| Babanın kişisel sekreterinden demin bir e-posta aldım. | Open Subtitles | للتو وصلني بريد الكتروني من سكرتير والدك الشخصي |
| Telefonuma e-posta geldi. | TED | وصلني بريد إلكتروني على هاتفي. |
| Bana bir e-posta geldi. | Open Subtitles | كما تعلم, وصلني بريد إلكتروني. |
| Efendim biraz önce bilmediğim birinden bir mail aldım. | Open Subtitles | سيدي، لقد وصلني بريد لا أعرف مصدره. |
| Bu sabah mail aldım. | Open Subtitles | وصلني بريد إلكتروني منها هذا الصباح |
| Mark'tan bir mail aldım. | Open Subtitles | وصلني بريد من (مارك). |
| Ardından "Adsız 2"nin yedi kopyasını sipariş eden bir e-posta aldım. | Open Subtitles | وصلني بريد إلكتروني يطلب عمل سبع نسخ -لـ"يونايتيد رقم 2 " -سبعة؟ |
| Altı ay önce, kitaplarımdan birini okumuş Israilli bir adamdan bir e-posta aldım. Diyordu ki: "Beni tanımıyorsun, ama ben senin on ikinci kuzeninim." | TED | قبل ستة أشهر ، وصلني بريد إلكتروني من رجل في إسرائيل كان قد قرأ أحد كتبي ، يقول في البريد ، " أنت لا تعرفني ، لكني قريبك من الدرجة 12 . " |
| Evet, Curtis Wilson'ın kayıtlarıyla ilgili e-posta aldım, gelip bir bakayım dedim. | Open Subtitles | (أجل, لقد وصلني بريد الكتروني عن سجلات (كورتس ويلسون أعتقدتُ أن أذهب لأستبق الأحداث |