| Ve meclis üyeleri düzenlemeyi kabul etmekle kalmayıp onlarla fotoğraf çektirmek istediler. | TED | واعضاء المجلس لم يصدروا القانون فحسب، يل أن نصفهم نزلوا وطلبوا ان يقفوا معهم، بعد الجلسة. |
| Tasarımımda değişiklikler yapmamı istediler, renginde veya şeklinde, ki çevreye uyum sağlayabilsin. | TED | وطلبوا مني أن أعدل التصميم. في اللون أو الشكل، لجعل المبني يناسب السياق بشكل أفضل. |
| Kuralları bozduğu için onu susturmamı istediler ama bunun arkasında başka bir şey olabileceğini düşündüm. | TED | وطلبوا مني إسكاته أو معاقبته لمخالفته القواعد، ولكنني كنت أعرف أن هناك سببًا ما وراء ذلك. |
| Bu davayı senden alıp çekilmeni talep edecekler. | Open Subtitles | سيأخذون القضية منك وطلبوا منك التوقّف عن متابعتها. |
| Adresimizi aldılar ve bizden bir daha hiç uçmamamızı istediler. | Open Subtitles | و اخذوا عنواننا وطلبوا منا عدم السفر معهم مجدداً |
| Bana size yaklaşmamamı, yoksa ısırabileceğinizi söylediler. | Open Subtitles | وطلبوا منى الاّ اقترب منك قالوا انك قد تعض |
| Eve gittiler. Hoşçakal dememi istediler | Open Subtitles | لقد غادرا المنزل وطلبوا مني أن أبلغك تحيتهم |
| Hey, şu öldürülen adam hakkında konuşuyorlardı, Kalan çocuklarına bir şey yazmamı istediler. | Open Subtitles | تكلّموا عن رجل قُتل وأولاده اليتامى وطلبوا مني كتابة.. |
| Cumartesi sabahları yayınlanacak bir çizgi filmini yapıyorlarmış: Benden müziğini yapmamı istediler. | Open Subtitles | ستتحول إلى رسوم متحركة، وطلبوا مني كتابة اللحن الرئيس. |
| İki gün önce bir pizzacıda hıçkırarak ağlıyordum ve gitmemi istediler. | Open Subtitles | قبل يومين كنت أنتحب فى محل بيتزا وطلبوا مني الرحيل |
| Sonra bir oyun gibi gözlerimizi bağladılar ve bizden şarapları pahalıdan ucuza doğru sıralamamızı istediler. | Open Subtitles | ثم قاموا بتعصيبنا حينها.. كما لو أنها لعبة وطلبوا منا تصنيف النبيذ.. |
| Daha fazla istediler, daha fazla çektim, fotoğrafları yayınladılar bana 50 pound gibi bir para verdiler. | Open Subtitles | وطلبوا المزيد من الصور ونشروا تلك الصور وحصلت على مبلغ 50 جنيه |
| İçişleri Bakanlığı onu soruşturuyordu ve bizden danışmanlık yapmamızı istediler. | Open Subtitles | مكتب مكافحة المخدرات كان يتحرى عنه وطلبوا منا المعاونة |
| Kayıtları bulmamı ve kaçırılırsa ihbarda bulunmamamı istediler. | Open Subtitles | وطلبوا مني أن أجد الأشرطة وألا أبلغ الشرطة إذا ما فُـقدت |
| Bazı insanlar bana geldi. Bunları bırakıp, kendileri yokken onlara bakmamı istediler. | Open Subtitles | بعض الأشخاص لجأوا إليّ وطلبوا منّي أن أعتني بحيواناتهم، وقت غيابهم |
| Finanse etmeye gerek yok ve acil teslimat istediler. | Open Subtitles | انهم لا يحتاجون لتمويل وطلبوا تسليم الذروة. |
| Ve hükümetten saldırının arkasında kimlerin olduğunu bulunmasını talep ettiler. | Open Subtitles | وطلبوا من الحكومة ان يجدو من هو المسؤول عن هذا الهجوم |
| Hepsini bir tapınağa kilitleyip, ağırlıklarınca gümüş talep etmişler. | Open Subtitles | ... ووضعوهم في معبد وطلبوا فدية وزنهم من الفضة |
| İadem için 250.000 dolar talep etseler. Ve Delaney yönetim kurulu dışında herhangi birine söylerse beni öldürmekle tehdit etseler. | Open Subtitles | وطلبوا 250.000 دولار لتحريري، وإذا كلّم (ديلاني) شخص ليس من المجلس سيقتلوني. |
| Oradan bizi başka bir büyük odaya sürdüler ve bize cesetleri soymamızı söylediler. | Open Subtitles | ومن هذه اللحظة أخذونا لغرفة كبيرة وطلبوا منا تعرية الجثث |