| Bilirsin... Her zaman nazik ve anlayışlı birinin çıkıp gelmesini bekledim. | Open Subtitles | أتعرف، لقد تمنيتّ دائماً شخصاً ما لطيف وطيب |
| İstediği zaman Lee nazik ve tatlı birisi olabiliyor. | Open Subtitles | لي يمكن ان يكون لطيف وطيب عندما يريد ان يكون |
| O tamamen iyi niyetli davranıyor. Saf ve nazik. | Open Subtitles | إنه ملئ بالنوايا الحسنة وهو طاهر وطيب |
| Nezaket ve iyi niyetinizle lütfedip bizlere biraz vaktinizi bağışlarsanız, yardım etmiş, umut vermiş olursunuz. | Open Subtitles | فاذا سمحتما ان تكونا من اللطف وطيب النية بحيث تقضيان معنا بعض الوقت للمعاونة فى تحقيق ما نؤمله |
| Polisin dikkatsizliği yüzünden böyle dürüst ve iyi bir liderimizi kaybettik. | Open Subtitles | بسبب اهمال الشرطه لقد فقدنا قائد امين وطيب |
| Atletik ve zeki, kibar ve çekici Tom McDavon tek sakinleştirici... dostum. | Open Subtitles | رياضى و زكى وطيب القلب و ساحر توم ماكديفن الشخص الغير مسلح |
| Sen hem tatlı hem de düşüncelisin. | Open Subtitles | أنت حلو المشاعر وطيب القلب |
| Tıpkı Star Trek'te ışınlayıcının Kirk'ü iyi Kirk ve kötü Kirk diye ikiye ayırması gibi. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}"مثل فيلم "ستار تريك حين انقسم الناقل ( كيرك) لشرير وطيب |
| Gerçi hep bana yüklendiğin için arada bir değişiklik iyi geldi elbette ama evet cidden küstahsın ancak aynı zamanda zeki nazik ve sadece kendini düşünmüyorsun da. | Open Subtitles | ولكن... أجل، إنك متغطرس ولكنك ذكي أيضاً، وطيب وغير أناني |
| Neden birden bu kadar nazik ve şefkatlisiniz? | Open Subtitles | لماذا أصبحت فجأة رقيق وطيب ؟ |
| O kadar cömert, nazik ve dürüstsün ki. | Open Subtitles | انت كريم وطيب جدا. |
| Sevgi dolu nazik, tatlı aynı zamanda seksi de. | Open Subtitles | أنه... أنه محبٌ جداً وطيب و محترم |
| Çok nazik ve iyi bir adamdır. | Open Subtitles | انه رجل نبيل وطيب تماماً |
| nazik, iyi bir delikanlısın. | Open Subtitles | شاب مُحترم وطيب |
| Benin yaptığım gibi asla yapmadın çünkü sen cesur ve iyi bir adamsın ama ben değilim. | Open Subtitles | لم تكن لتفعل مثل ما فعلت انا لأنك رجل شجاع وطيب القلب وأنا لست كذلك |
| Ama senin cesur ve iyi olduğunu düşünüyor ve ben de öyle. | Open Subtitles | ولاكنه يعتقد أنك رجل شجاع وطيب وانا كذلك |
| Akıllı bir adamsın, kararlı ve iyi bir rahipsin. | Open Subtitles | أنت رجل ذكي أنت قس حازم وطيب |
| Seksisin ve akıllısın ve...iyi birisin. | Open Subtitles | أنت جذاب، و.. ذكي.. وطيب |
| Ama o çok yakışıklı ve iyi biri. | Open Subtitles | ولكنه وسيم للغاية وطيب. |
| Tanıdığım en zeki adamsın ayrıca kibar ve centilmensin ve birlikte gerçekten iyi çalıştığımızı hissediyorum yani Shana sınıfımı kontrol etsin ve hemen geleceğim. | Open Subtitles | ومحترم جدًا وطيب جدًا واعتقد اننا زملاء عمل رائعين لذا فقط اجعل شانا تأخذ حصتي وسأعود بأسرع وقت ممكن |
| Sen hem tatlı hem de düşüncelisin. | Open Subtitles | أنت حلو المشاعر وطيب القلب |
| Tıpkı Star Trek'te ışınlayıcının Kirk'ü iyi Kirk ve kötü Kirk diye ikiye ayırması gibi. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} مثل فيلم "ستار تريك" حين انقسم الناقل ( كيرك) لشرير وطيب |